Exemplos de uso de "zamanının çok çok ilersinde" em turco

<>
Zamanının çok çok ilersinde. Намного опередивший свое время.
Profesör Stewart zamanının çok ötesinde bir kişiydi. İsmi sonsuza dek yaşayacaktır. Профессор Стюарт опередил свое время и его имя будет жить вечно.
Onlar hemen neredeyse zamanının çok önemli bir bölümünü birlikte geçirmeye başladılar ve duygusal olarak ilişkili hale geldiler. Почти сразу они стали проводить много времени вместе и их отношения переросли в романтические.
Takipçiler cümlelerin tamamına aşina oldukları için, bu sanatın en önemli unsuru çok çok daha önemli hâle geliyor: Теперь, когда фанаты поставляют% предложений, остается важнейший элемент этого искусства:
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Zamanının büyük bir kısmını çalışarak geçiriyor. Проводит много времени на своей работе.
Kim özgürlüğün çok çok önemli bir şey olduğunu düşünüyor? Кто думает, что свобода - чертовски хорошая штука?
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Kurbanımız zamanının çoğunu burada geçiriyormuş. Убитая проводила там много времени.
Güzelsin, çok çok güzelsin. Красавица. Очень, очень хорошенькая.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Siroza da sebep olur. Bu da kanamayı ve protrombin zamanının uzamasını açıklıyor. Он также вызывает цирроз, что объясняет кровотечение и увеличенное протромбиновое время.
Bu defa çok çok yakınız. Мы очень, очень близко.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Zamanının %90'ını gülümseyen bir insanın yerini dolduruyorum. Я заменяю человека, который улыбается% времени.
Çok çok iyi bir vedaydı. Это было очень хорошее прощание.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Ah. Onun zamanının geldiğini anlamıştık, değil mi Seth? Похоже, пришло ее время, а, Сет?
Dinleyin, bunu yapmak zorunda kaldığım için çok çok özür dilerim ama gerçekten acelem var. Послушайте, мне так жаль, что приходится так поступать, но я очень тороплюсь.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.