Beispiele für die Verwendung von "не смогла" im Russischen

<>
Я даже не смогла сделать такую простую вещь для дня рождения как достать торт. Pasta almak gibi, doğum gününde yapılan en basit şeyi bile elime yüzüme bulaştırdım.
Куини сегодня не смогла войти. Queenie, bu sabahta olmayacak.
Я бы не смогла шокировать тебя, дорогой. Mahvet beni. Sana asla zarar vermem, şekerim.
Оно было сшито для Кейт Хадсон для Золотого Глобуса, но она не смогла влезть в него. Bu kıyafet Kate Hudson için Golden Globes'da giyilmek üzere tasarlanmıştı, ama bunun içini dolduracak cesareti yoktu.
Поисковая команда даже не смогла вернуть их тела. Arama ekibinin onlara müdahale etme şansı bile olmadı.
то я не смогла бы уехать. Ben olsaydım, Amerika'ya asla gitmezdim.
Но когда я увидела тебя снова, я не смогла сбежать. Ama seni yeniden gördüğümde, kaçamadım, seni öyle seviyordum ki.
Все системы работают нормально, я пока не смогла восстановить нейронную связь. Tüm sistemler normal bir şekilde çalışıyor ama hala nöral bağlantıyı tekrardan kuramadım.
Если он лгал, я не смогла это почувствовать. Yalan söylüyorsa bile, ben böyle bir şey hissetmedim.
Я не смогла принять бусы от Стю Винцента в классе. Edemem. .sınıftayken de Stu Vincent'ın verdiği kolyeyi kabul edememiştim.
Итак, эта группа попыталась убить тебя несколько лет назад и не смогла. Bak, bu grup birkaç yıl önce de seni öldürmeye çalışmıştı. Başarısız oldular.
Не смогла дождаться тебя. Evet, seni bekleyemedim.
Наша элитная команда из шести агентов не смогла задержать одну беглянку? Seçkin, altı ajanlık taktik timimiz bir kadın patlağı yakalayamadı mı?
В любом случае чего бы не смогла исправить капля вампирской крови. Neyse, B tarafında az bir vampir kanının düzeltemeyeceği şey yok.
Или Лола не смогла подкупить девушку из спа. Ya da Lola masajda tanıdığı kıza rüşvet verememiştir.
Что не смогла отдать ренту. Kirası için çeki teslim edemedi.
Я бы не смогла. Ben yapabilir miyim bilmiyorum.
Я не смогла достать даже бутылку вина. Ben iyi bir şişe şarap bile bulamadım.
Я так и не смогла съесть тот пирог. Hala bu kıymalı böreği yeme şansım yok gibi.
Комиссия засекла его, но выдвинуть обвинения не смогла. The SPK onu yakaladı fakat bu basının baskısını durdurmadı.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.