Beispiele für die Verwendung von "утверждает" im Russischen

<>
По очень важному делу, как она утверждает. Bayan Fairfax'ın belirttiğine göre çok önemli bir konuymuş.
Он утверждает, что Вы прирождённый педагог. Çok becerikli bir öğretmen olduğunu iddia ediyor.
Он готов сдать всех остальных, но утверждает, что не знает ничего о картеле Момбаса. Bu işi yapan herkesin adını vermeye razı ama Mombasa Kartel hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.
Одно из исследований утверждает, что Майра Хиндли подвергалась насилию со стороны отца. Gazetelerden bir tanesi, Myra Hindley'nin çocukken babası tarafından istismara uğradığını iddia etmişti.
Кларк утверждает, что ваша засада в аэропорту демонстрирует кампанию по подрыву положения компании. Clark, şirketin durumunu baltalayarak havaalanında kendisine tuzak kurduğunu ve kampanya gösterisi yaptığını söylüyor.
Минуту, доктор, защита утверждает... Bir dakika. Savunmanın ileri sürdüğüne göre...
Эта женщина утверждает, что Лорд Рал приказал ей встретить его тут. Bu kadın, Lord Rahl'ın kendisine, onunla burada buluşmasını emrettiğini söylüyor.
Райли по-прежнему утверждает, что спутник не взломать. Riley hâlâ uydunun hack edilemez olduğunu iddia ediyor.
Прокуратура утверждает, что жена мистера Спектора дала своему мужу ложное алиби. İddia makamı Bay Spector'un eşinin onun lehine yalancı şahitlik ettiğini iddia ediyor.
Монтегью утверждает, что убийца как и Пещерный человек жаждет признания за свои преступления. Montague'nun söylediğine göre Caveman gibi bir katil işlediği cinayetlere ait bilgiler için can atarmış.
Она утверждает, что отбивалась от нападавших. Saldıran kişilere karşı mücadele ettiğini iddia etti.
Мой магазин утверждает, что я украл кроссовок. Çalıştığım mağaza tane koşu ayakkabısı çaldığımı iddia ediyor.
Законных не было. Но в прошении о разводе бывшая жена утверждает обратное. Meşru kayıtlarda yok ama boşanma dava dosyasına göre Claybourne'un eşi aksini söylüyor.
Капитан Беккет, этот тип утверждает, что вы в беде. Yüzbaşı Beckett, bu adam sizin başınızın belada olduğunu iddia ediyor.
Доктор Джексон утверждает, что скоро вернётся в прежнее состояние. Doctok Jackson kısa bir süreliğine eski haline döneceğini iddia ediyor.
Она утверждает, что это объединит Йорков и Ланкастеров, покончит с войной. Bu beraberliğin York ve Lancaster'leri birleştireceğini ve bu savaşları sona erdireceğini iddia ediyor.
Он утверждает, что я первый его ударил. Bu bey, ilk yumruğu benim attığımı söylüyor.
Коронер утверждает, что все это было большой путаницей. Rapora göre, bu olaylar büyük bir karışıklıktan ibaretmiş.
А агентство утверждает, что не знало о его патологии. Ajans onun özel durumu hakkında bir şey bilmediklerini iddia ediyor.
Савонарола утверждает, что слышит глас Господень, лишь он один. Savonarola, yalnızca ve yalnızca kendisinin Tanrı'nın sözcüsü olduğunu iddia ediyor.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.