Beispiele für die Verwendung von "часть своей" im Russischen
И я провел первую часть своей жизни или разочаровывая их, или хуже живя, согласно их ожиданиям.
Ve hayatımın ilk bölümünü ya onları hayal kırıklığına uğratarak ya da daha kötüsü onun beklentilerini karşılamaya çalışarak geçirdim.
Большую часть своей жизни мы учились выживать.
Hayatımız boyunca nasıl hayatta kalırız bunu öğrendik.
Он был малолетним преступником большую часть своей жизни.
O hapis hayatı için oldukça küçük bir yaşta.
Оставшуюся часть своей жизни ты проведешь в тюрьме.
Hayatının geri kalanını hapishanede geçirmen için gerekeni yapacağım.
Беркли родился в Бруклине, штат Нью-Йорк, но прожил большую часть своей жизни в Нью-Джерси.
Berkeley, Brooklyn, New York'ta doğdu ama New Jersey'de hayatının büyük kısmını yaşamıştır.
Кераца провела позднюю часть своей жизни в качестве монахини под именем Макария.
Keratsa, hayatının kalanını Mathissa ismi ile rahibe olarak geçirmiştir.
Голландский новеллист Симон Вестдейк прожил в Дорне значительную часть своей жизни (с 1939 по 1971 год), за исключением небольших периодов).
Hollandalı yazar Simon Vestdijk hayatının büyük bir kısmı (1939 ve 1971 yılları arasında, birkaç kısa aralıklar hariç) için Doorn yaşadı.
Хотя президентские выборы во Франции уже завершены, на просторах интернета не утихают дискуссии по поводу того, почему Николя Саркози сделал главной темой своей предвыборной кампании именно иммиграцию.
Fransız başkanlık seçimi sona ermiş olabilir ama seçimi kaybeden başkan Nicolas Sarkozy'nin seçim kampanyasının merkezine göçmenlik sorununu koymuş olması hala Internet'te tartışılmakta.
Несмотря на то, что официальные данные о занятости с каждым годом растут, большая часть предприятий Таджикистана не функционирует и половина достигших трудоспособного возраста мужчин в Таджикистане ищет работу в России.
Resmi istihdam sayısı her yıl artarken, Tacikistan'ın sanayisinin büyük kısmı durgun ve çalışma yaşında olan erkeklerin yarısı Rusya'da iş arıyor.
Он деятель искусства, проводивший анализ социальной и политической ситуации в стране на своей странице в Facebook, но он не намеревался нарушить закон или обидеть кого - либо ".
O, kendi Facebook sayfası gibi yerlerde mevcut sosyal ve politik durumlara ait analizlerini yazan bir sanatçıydı, fakat amacı yasayı çiğnemek veya birine hakaret etmek değildi. "
И я уважаю семейную политику, но я часть вашей семьи.
Ve aile prensibinize saygı duyuyorum ama b-ben bu ailenin bir parçasıyım.
Неужели парень не может поговорить со своей в смысле, с дочерью старой подруги?
Bir adam kendi eski bir arkadaşının kızıyla konuşamaz mı? Sen beni ne sanıyorsun?
Дав ей пристанище и приспосабливаясь к ней, я провел лет своей жизни.
Ona yer verdiğim ve alıştığım süre boyunca hayatımın yılının geride kaldığını fark ettim.
Я трачу огромную часть каждого дня, вибрируя ощутимым чувством дикой, непостижимой ярости.
Günün büyük bir bölümünü elle tutulur vahşi ve yersiz bir hiddet duygusuyla titreyerek geçiriyorum.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.
In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.
Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.
Werbung