Beispiele für die Verwendung von "özgür bırakmaya" im Türkischen

<>
Elimden geldiğince çok Yeşil Marslı'yı özgür bırakmaya çalıştım. Я пыталась освободить как можно больше Зелёных Марсиан.
Arnold hâlâ bizi değiştirmeye, özgür bırakmaya çalışıyor. Арнольд все еще хочет нас изменить, освободить.
Internet'i özgür ve açık kılmak için bize katılın! Присоединяйтесь к нам в сохранении Интернета свободным и доступным всем.
Bu şeyleri arkamızda bırakmaya hazırız. Мы готовы оставить это позади.
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Ben bağımsız bir iş adamıyım sadece iz bırakmaya çalışıyorum. Я независимый бизнесмен который просто пытается сделать свою фирму.
Özgür ve açık Internet'i savunuyoruz. Мы выступаем за свободный и открытый Интернет.
Shane, seni bir dakika yalnız bırakmaya gelmiyor! Шейн! Я оставила тебя только на секунду.
Meksika'da geçen pazar günü yapılan seçimler boyunca, ARTICLE adındaki özgür ifade topluluğu RompeElMiedo (KorkuyuKır) etiketi ile insan hakları aktivistleri ve habercilerin güvenliğini gözlediler. Организация ARTICULO, защищающая свободу слова,, активизировала кампанию RompeElMiedo, для того чтобы следить за освещением журналистами и членами правозащитных организаций событий дня выборов в Мексике в воскресенье июня.
Kyle, kolay olmayacak ama, her şeyi arkanda bırakmaya başlaman gerekecek. Кайл, это будет нелегко, но ты должен оставить это позади.
İnancımız dour ki özgür ve açık bir İnternet daha iyi bir Dünya yaratacaktır. Мы полагаем, что свободный и открытый интернет может сделать мир лучше.
Hapiste kendimi satmayı bırakmaya karar verdim. В тюрьме я решил бросить проституцию.
Yunanlılar demokrasiyi icat ettiler, ama oradaki adamlar özgür değil. Греки изобрели демократию, но люди в Греции не свободны.
Eğer ona akıl hocalığı yapıyorsa o da bir mirası bırakmaya çalışıyor olabilir. Возможно, он обучает его, чтобы вернуть долг или оставить наследие.
Böylece dünyayı kurtarmak için özgür kalabileceğiz. Это освобождает нас для спасения мира.
Bree Van De Kamp içkiyi bırakmaya karar verdiğinde alkolden uzak durmak için adımlık bir listesi vardı. Когда Бри Ван де Камп решила бросить пить, ее путь к трезвости состоял из шагов.
Ben özgür bir Westerley'e inanıyorum. Я верю в свободный Вестерли.
Mücadele etmeyi bırakmaya karar verdim. Я принял решение перестать бороться.
Ben de rahat rahat etrafta gezebilirdim ama rehineler gibi ben de özgür değilim. Да, я могу спокойно разгуливать вокруг, но я тоже не свободен.
Ben bırakmaya çalışıyorum da. Я сам пытаюсь бросить.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.