Beispiele für die Verwendung von "şansı" im Türkischen mit Übersetzung "шанс"

<>
Bu, karşılık vermek için çiftçilerin şansı. Для фермеров это шанс нанести ответный удар.
Ve tüm kaos ve molozların ortasında önüne gelen şansı fark eder. И в этом хаосе и разрухе, она видит свой шанс.
Bir gün bana, üst seviyede oynama şansı tanıdı. И он дал мне шанс сыграть на высоком уровне.
Jüriyi etkilemek için iki tarafın da son şansı olduğundan nabızlar çok yükseldi. Напряжение высоко, ведь это последний шанс обеих сторон обратиться к присяжным.
Bana seni tekrar görme şansı verildi. Мне выпал шанс увидеть тебя снова.
Eeet, bize de şu kristallere bakma şansı doğdu. Да, и даст нам шанс рассмотреть эти кристаллы.
Bu O 'Neill'a savaşma şansı verir, daha fazlasını değil. Это даст O 'Нилу шанс для борьбы, ничего больше.
Bay Garibaldi bu şansı bana verdi. Мистер Гарибальди дал мне шанс увидеть.
Size Almanlara karşı savaşa devam etme şansı veriyorum. Я даю вам шанс продолжить войну против Германии.
Bu çocuğun hayatını değiştirmek için bir şansı var. У парня есть шанс изменить всю свою жизнь.
Ve ailesine veda etme şansı verdin. И ты дал семье шанс попрощаться.
Ya da belki de Oliver'a ağabey olma şansı vermek istiyorumdur. А может я хотела дать Оливеру шанс стать старшим братом.
Ve Phil ile Batı Londra'daki oyunda en iyi rolü alır ve yıldız olma şansı yakalarım. и с Филом, я получаю главную роль на сцене Уэст-Энда и шанс стать звездой.
Bakın benim istediğim tek şey kendi evimde yaşama şansı verilmesi. Я всего лишь прошу дать шанс пожить в собственном доме.
Bakan Durant, sizce First Lady'nin bir şansı var mı? Госсекретарь Дюрант, думаете, у первой леди есть шанс?
Bu, hayranlarına yeni kitabın çıkana kadar seninle irtibat kurma şansı veriyor. Это дает шанс твоим фанатам общаться с тобой до выхода следующей книги.
Bak, Ryder'ı bu şansı bana vermesi için ikna etmek yeterince uzun sürdü. Слушай, потребовалось достаточно много времени, чтобы убедить Райдера дать мне шанс.
Bugün, pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahisi, anestezioloji, yoğun bakım ve özel bakım geliştirilmesi sayesinde konjenital kalp hastalığı ile yenidoğanların %90 yetişkinlik yaşına ulaşa biliyor ve normal ve kaliteli yaşam elde etmek şansı var. Сегодня, благодаря развитию детской кардиологии и кардиохирургии, анастезиологии, интенсивной медицины и специального ухода, 90% новорожденных с врожденным пороком сердца достигают взрослого возраста и имеют шанс на нормальную продолжительность и качество жизни.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.