Beispiele für die Verwendung von "Olay yerindeki" im Türkischen

<>
Olay yerindeki mevcut durumu tekrar özetlemek için bilgi grafiği: Чтобы представить себе ситуацию с распространением вируса Эбола, ознакомьтесь с инфографикой ниже:
Olay yerindeki DNA için CODİS'te her hangi bir eşleşme yok. По ДНК крови с места преступления нет совпадения в CODIS.
Lyla'nın olay yerindeki meraklı kalabalığın bir fotoğrafı. Это фотография толпы на месте убийства Лайлы.
Belediye başkanının eşi, kan banyosunun içinde üst katta yatıyordu benim takımım geldi ve olay yerindeki kanıtları temizledi. Жена мэра лежит в луже крови в то время, как моя команда уничтожает улики на месте преступления.
Ve olay yerindeki hiçbir şey bir ortak olduğunu göstermiyor. И ничего на месте преступления не указывает на партнёра.
Birisi olay yerindeki kan ile eşleşti. Один соответствует крови с места убийства.
Olay yerindeki memurlar, Bayan McGrath'ın bulunduğu arabayı, nişanlısı Julian Powell'ın kullandığını söyledi. " Полицейские сообщили, что за рулем машины был жених мисс МакГраф, Джулиан Пауэлл. "
İlk olay yerindeki otoparktan mı o? С парковки на первом месте преступления?
Olay yerindeki asansörde daha önce fark edilmemiş bir kanıt bulduğunu iddia ediyor. Она говорит, что нашла незадокументированную улику в лифте на месте преступления.
CSI olay yerindeki bütün delilleri bozduklarını söylüyor. Криминалисты говорят, что тут все затоптано.
Katil Müslüman olsaydı, Batılı basın İslama ve Müslümanlara savaş açardı ama katil onlardan biri diye, sadece olay olarak görülüyor. Если бы убийца был мусульманином, западные СМИ развернули бы войну против ислама и мусульман, но так как убийца был одним из них, то это просто происшествие
Kasabanın her yerindeki yangını söndürmek zorundayım. Я тушу пожары по всему городу.
Fakat fark edilebileceği üzere, gerçek olay bu değil. Как и можно было ожидать, однако, настоящим Starbucks тут и не пахло.
Bu sabah gelip evimi aradılar, iş yerindeki tüm eşyalarımı karıştırdılar. Обыскали мой дом сегодня утром, просмотрели весь мой рабочий материал.
Bu olay onu son derece rahatsız etti ve utandırdı. Этот инцидент оставил её крайне обеспокоенной и смущенной.
Dünyanın her yerindeki polislere yardım ediyoruz. Мы помогаем копам по всему миру.
O olay gerçekleşmeden önce evleri iyice öğrenseydim, yardımı olurdu. Намного легче, если я видела их еще до случившегося.
Bu benim iş yerindeki lakabım. Это моё прозвище на работе.
Zaten son günlerde evde meydana gelen ilk garip olay bu değil. Это не самое странное происшествие в этом доме в последнее время.
İş yerindeki karın olma ile söylediklerimi geri alıyorum. Беру свои слова насчет помешанных на работе обратно.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.