Beispiele für die Verwendung von "alışkın değilim" im Türkischen

<>
Buzdolabında not var mı diye bakmaya alışkın değilim de. Я не привык привык проверять холодильник на наличие записок.
Evden dışarıda çalışmaya alışkın değilim. Я не привык работать дома.
Bu süslü püslü elbisenin içinde rahat hissetmiyorum, ve bana servis yapılmasına alışkın değilim. Я чувствую себя неудобно в этом изысканном платье, и никогда этого не ждала.
İnsanları korkutup kaçırmaya alışkın değilim. Не привык я отпугивать людей.
Bu şekilde çalışmaya alışkın değilim. Я не привыкла так работать.
İnsanlarla böyle tanışmaya alışkın değilim. Я не привык так встречаться.
Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim. Я не привык ходить на дальние расстояния.
Anlamıyorum ve anlamamaya alışkın değilim. Lütfen onu bir kez daha açıkla. Я не понимаю, а не понимать я не привык. Пожалуйста, объясни ещё раз.
Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilim. Я не собираюсь никому ничего объяснять!
Helikopterin sağır edici gürültüsüne ve şiddetli rüzgarına alışkın. Она привыкла к оглушительному шуму и ветру вертолета.
Hayır, ırkçı değilim ama kahrolası bir zenci gibi kullanıyorsun! Şuraya bak! Я не расист, но ты ездишь, как самый настоящий черномазый придурок!
Beni iki günden daha fazla üst üste görmeye alışkın değil. Она не не привыкла видеть меня более пары дней подряд.
o kadar aç değilim. Я не очень голоден.
Açıklama yapmaya alışkın olmadığım için panikledim. Я не привык объяснять. Я запаниковал.
Ederini verin yeter, aç gözlü değilim. И недорого возьму, я не жадный...
İnsanlarla muhatap olmaya alışkın değilsin. Telefonda başkanla bizzat konuşmak zorunda kaldın ve hayır demeye korktun. Ты не привык отказывать людям, а тут, сам президент звонит на твой телефон.
Sana harita çizecek değilim. Карту нарисовать не могу.
Bunlar hayvanat bahçesinde yetişmiş kurtlar, avlanmaya alışkın değiller ki. Это волки из зоопарка, они даже не привыкли охотиться.
Dürüst olmak gerekirse, kanunen uymamız gerektiğinden emin değilim. Я даже не уверен, что есть такой закон.
Hayır, kendini suçlama, anne, biz o tür yiyeceğe alışkın değiliz. Нет, мама, не вините себя. Мы не привыкли к такой еде.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.