Beispiele für die Verwendung von "barış" im Türkischen

<>
Barış teklifini kabul etmeyecek kadar öfkeli görünüyor. Он кажется слишком злым для предложения мира.
Ama sana barış teklif etmek istiyorum. Но я хочу предложить тебе мир.
Peşinde olduğum tek şey güvenli bir sığınak bulmak ki barış içinde yaşayabilelim. Я способен найти безопасное убежище, чтобы мы все жили в мире.
Evet. Öte taraftan bir Burgundiyalı ve bu dayanılmaz barış muamelesi... Но затем было бургундское, и это нестерпимое мирное удовольствие...
Yalnızca bu akşam fotoğraf çekilirken gülmek zorunda kalmamız ve barış anlaşması imzalamış gibi davranmamız talihsiz bir durum. Жаль, что пришлось деланно улыбаться для фотографий сегодня. И притворяться, что мы подписали мирный договор.
Barış ve mutluluğa savaş ilan ediyorum. Я объявляю войну миру и счастью!
Halklarımız arasında büyüyen dostluğun ve barış görüşmelerinin yararına ölüm cezası verilmeyecektir. В интересах мирного процесса и предстоящих переговоров, смертная казнь заменена.
Bir liderlik ya da hükümet var mı, barış için pazarlık edebileceğimiz? Там есть руководство или правительство, с которым можно вести мирные переговоры?
Sevgili ağabeyimin, bu şehrin tarafları arasında ortak yol bulduğu yani senin de bizzat imzaladığın barış antlaşmasını kazanırsınız. Ну, согласие мой дорогой брат провел переговоры между враждующим фракции этого города, который вы сами подписали.
O kadar barıştan söz ettin ki artık aramızda barış yapmanın vakti geldi, sence de öyle değil mi? Ты так много говорила о мире. Думаю, нам пора помириться друг с другом, не так ли?
İğrenç yaratıklar, ben barış için geldim. Отвратительные создания, я пришёл с миром.
Herakleios, muhtemelen 624'te Hüsrev'e barış teklifinde bulundu ve Pers'i istila etmek için başka türlü tehditlerde bulundu, ancak Hüsrev teklifi reddetti. Есть предположение, что в 624 году Ираклий предложил Хосрову заключить мир, угрожая в противном случае вторгнуться в Персию, но Хосров отклонил это предложение.
Herakleios, hükümdarlığa Persler ile barış yapmaya çalışarak başladı, çünkü eylemleri aslen "casus belli" olan Phocas devrilmişti. Ираклий начал своё правление с попытки заключить перемирие с персами, так как Фока, чьи действия послужили поводом для объявления войны ("casus belli"), был свергнут.
1983 yılından itibaren 1985 yılına kadar Fas'ta bir Barış Kolordusuna gönüllü olarak İngilizce öğretti. С 1983 по 1985 год преподавал английский язык в Корпусе Мира добровольцем в Марокко.
Nasıl olur da bu acı evrene barış getirebilir? Как же эта боль принесет мир во Вселенную?
Birlikte, insanlar ve Ziyaretçiler barış içinde beraber yaşayabilirler. Вместе, люди и Визитёры могут жить в мире.
Bela zamanlarındaki kahramanlar, barış zamanında bir avuç katilden başka birşey değildir. Герои в период войны не более чем жестокие убийцы в мирное время.
Başkan, Dana Walsh'un barış anlaşmasını mahvedebilecek yalancı bir sosyopat olduğunu düşünüyor. Президент считает, что она лживая социопатка, которая разрушит мирный договор.
dostluk, eşitlik, adalet, sağlık, barış, sadakat, zafer, gelenekler ve onur. дружбе, равенству, справедливости, здоровью, миру, преданности, победе, традициям и чести.
Sonra, Washington'a taşınmadan önce, yaklaşık olarak yıl Barış Birliği'nde zaman geçirmiş. Потом работал, почти десятилетие, в Корпусе мира до переезда в Вашингтон.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.