Beispiele für die Verwendung von "devam ediyordu" im Türkischen
Titanium çubuk, omurgasına sabitlenmiş, ama hala hastalığı devam ediyordu.
Титановый стержень укрепил его позвоночник, но болезнь все еще прогрессировала.
Onun görebilme yeteneği halen dezavantaj olmaya devam ediyordu.
Но способность видеть поставила её в неудобное положение:
Bu madde kullanımı ve sefalet sürekli devam ediyordu.
Неразрывный цикл из нищеты, алкоголизма и наркомании.
Fakat Steve Clark'ın alkol ile ilgili sorunu günden güne artarak devam ediyordu ve sürekli rehabilitasyona giriyordu.
Алкоголизм Стива Кларка усугубился до такой степени, что он постоянно то появлялся, то исчезал из центра реабилитации.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti.
Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Eğer bir müşteri para ödemeye kalkarsa tedarikçi parasını iade ediyordu.
И если клиент пытался заплатить, сутенер возвращал клиенту деньги.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti.
Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
George amcası Anthony'den söz ediyordu. - Geçen hafta vefat etti.
Джордж хоронит своего дядюшку Энтони, он умер на прошлой неделе.
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor.
Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Donna bana aile ağacımla ilgili olarak yardım ediyordu ama şimdi bize davada yardımcı oluyor.
Донна помогала мне с моей родословной, но сейчас она помогает нам с делом.
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz?
Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Sarah, her gün orada çalışan iki dansçıya kostümlerini tiyatroya taşımalarında yardım ediyordu, bir yandan da bir gün sahnede onlarla birlikte yer alacağını hayal ediyordu.
Сара ежедневно помогала двум танцовщицам нести в театр их костюмы, мечтая при этом, что когда-нибудь она выйдет рядом с ними на сцену.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.
In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.
Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.
Werbung