Beispiele für die Verwendung von "gelecek misiniz" im Türkischen

<>
Bu akşam müzikhole gelecek misiniz? Мы вас увидим сегодня вечером?
Bir şeyler içmeye gelecek misiniz sonra? Зайдешь вечерком, выпьем? Да.
Ben de tam gelecek misiniz gelmeyecek misiniz merak ediyordum. А я думала, придете ли вы на вечеринку!
Çocuklar atalarının ayak izlerini takip edip zengin kültürlerini koruyacaklar mı - gelecek karar verecek. Пойдут ли молодые по следам своих предков и сохранят ли богатую культуру, решит будущее.
Lütfen onu bana geri verebilir misiniz? Вы не могли бы его вернуть?
Bunun adı Gelecek Kütüphanesi ve Norveç'teki bir orman şeklinde. Он получил имя Библиотека будущего и это настоящий лес в самом сердце Норвегии.
Suriye pasaportum olmasaydı, "Duvara yakın bekler misiniz hanımefendi?" gibi son derece kibar bir cümleyi asla duymazdım ve çocukluğumun okul cezalarını hatırlamazdım. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы никогда не услышала эту крайне вежливую фразу: "Не могли бы вы подождать в стороне у стены, мисс?", и я бы не вспомнила детские школьные наказания.
Ayrıca jeotermal enerji de gelecek vaat ediyor. Еще один задел на будущее - геотермальная энергетика.
Tamam. Harika. Şimdi bize kendi adınızla bankanızın adını söyler misiniz? А теперь, пожалуйста, назовите себя и ваш банк.
ABD Milli Savunma Bakanlığı, şimdi de oradaki Amerika üssünü genişletmek için gelecek yirmi beş yıl içinde milyon doların üstünde harcama yapmayı planlıyor. Сейчас Пентагон планирует потратить свыше миллиарда долларов на следующие лет для укрупнения военных баз США в Джибути.
Şu son imzayı atmanız için onu tutmamı ister misiniz? Мне подержать его, чтобы вы могли поставить подпись?
Evet ama ileride aynı yola baş vurmak istersen, gelecek konserlerde işe yarar. Ага, мы на концерте, только типа в будущем, будущие мы.
Bay Holmes, şapkayı takabilir misiniz? Мистер Холмс, можете надеть кепку?
Özel bir aile işi sebebiyle bir misafirim gelecek. Ко мне приедет гость по щекотливому семейному делу.
Şunu açabilir misiniz lütfen? Можете открыть вот этот?
Hodges, gelecek yıl demişti. Ходжес сказал в следующем году.
Peder, bir şey söyleyecek misiniz? Пастор, вы хотите что-нибудь сказать?
Kerim, doktor saat içinde gelecek. Карим, доктор придёт через часа.
Bir dakika müsade, lütfen.. Kapıda bekleyebilir misiniz? Вы не могли бы буквально минутку подождать за дверью?
Bu arada Marcel ile konuştum. Çok yakında havuzu temizlemek için gelecek. Кстати, я разговаривала с Марселем, он придёт почистить бассейн.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.