Beispiele für die Verwendung von "gibi davrandı" im Türkischen

<>
"Dondur" sonra da "yavaşça geri git". Bu kez yetenekli biri gibi davrandı. "Останови". А потом: "Помедленнее". Но на этот раз вполне справляется.
Ama bugün gerçekten tam bir pislik gibi davrandı. Но он вел себя сегодня как натуральный кретин.
Sürekli kendime, "Wells neden sandalyeye bağlıymış gibi davrandı?" diye sorup durdum. Я постоянно задаюсь вопросом, зачем Уэллс делал вид, что ему нужна инвалидная коляска?
Sadece dünyaca ünlü bir sahtekar gibi davrandı. Evet. Просто он выдавал себя за всемирно известного самозванца.
O da Yahudi gibi davrandı. Поэтому он и стал евреем.
O hiçbir şeyden şüphelenmemiş gibi davrandı. Он делал вид, будто ни о чём не подозревает.
Zamanım önemliymiş gibi olurdu. Как будто мое время действительно чего - то стоит.
Aman tanrım! Neden böyle çılgınca davrandı anladım. Ясно, почему он вёл себя как безумный.
Sosyal medya kullanıcıları, her zaman olduğu gibi Pavlensky'nin sanat eylemleri üzerine verilen uç tepkileri tekrarlayarak övgü dolu yahut tersleyici yorumlarda bulundular. Это всё что угодно - от современного искусства, до античного карнавала (типа, Герострат), но только не политика.
Dünya bana adil davrandı mı sanıyorsun? Думаете, судьба ко мне благоволила.
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Neden o kadar garip davrandı ki? Почему он вёл себя так странно?
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Aslında ilk onunla vakit geçirmeyi düşünmüştük, ama şerefsiz Edward Sears bizden önce davrandı. Сначала мы планировали провести время с ней, но чёртов Эдвард Сирс опередил нас.
Grup metro istasyonuna "Hiçbir zaman Yunan olamayacaksınız" gibi faşist sloganlar söyleyerek girdiler. Молодые люди вошли на станцию, выкрикивая фашистские слоганы вроде "Вы никогда не станете греками!".
Liderleri Wayne sana neden bu kadar nazik davrandı? Почему же Уэйн так хорошо с тобой обращался?
ben bu dünyaya Henry gibi adamları korumak için yollanmışım senin gibi adamlardan. Моё предназначение - защищать людей вроде Генри от таких, как вы.
Ama bana hep çok iyi davrandı. Он был ко мне очень добр.
Yeniden doğmuş gibi hissediyorum, Lauren. Я словно заново родилась, Лорен.
Risa Bana karşı çok nazik davrandı. Райза была очень добра ко мне.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.