Beispiele für die Verwendung von "küçük şeyler" im Türkischen

<>
Bu küçük şeyler kapıları açıyorlar. Эти маленькие штучки открывают двери.
Bay Todd hakkında düşündüğüm bazı küçük şeyler. Я тут немного думал о мистере Тодде.
Evet, Fi ve ben biraz küçük şeyler yaptık... Да, мы с Фионой немного над ним поработали.
Siz! Uçan meleğimsi küçük şeyler! Susun! Эй вы, мелкие летучие ангелы, тихо!
Ancak küçük şeyler benim ümidimi kırabilir büyük suçlamalar değil. Меня беспокоят ничтожные вещи, а не серьзные обвинения.
Küçük şeyler, minicik şeyler. Только небольшие, крошечные вещи.
Bütün o numaralar ve düşündüğün küçük şeyler hepsi kafanın içinde. Все эти числа и мелочи, о которых вы думаете.
Bu küçük şeyler, yatağa uçuşuyor. Эти штуки разлетаются по всей кровати.
Küçük şeyler. Zevk ve kazanç için. Всякие мелочи для удовольствия или выгоды.
Senden ve küçük oyuncağından çok daha büyük korkulacak şeyler var. Есть вещи куда более страшные чем ты и твоя игрушка.
Bir bebek, küçük güzel bir bebek ve görmezden gelmeye çalıştığım diğer şeyler. Ребёнок. Прекрасный маленький ребёнок. И ещё что-то, чего я стараюсь не замечать.
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Fakat bir insan nasıl yıldan fazla süren, gördüğüm, bir cerrahın bile görmeye alışamadığı şeyler karşısında sessiz kalabilir? Но как же молчать, когда вот уже лет я вижу такие вещи, к которым не может привыкнуть даже хирург?
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Ama içimde bir şeyler değişmişti. Но что-то изменилось во мне.
Brokoli ve maydanoz kimi zaman orman gibi görünebilir ya da suyun üstünde yüzen ağaç yaprakları küçük teknelere benzeyebilir. Брокколи и петрушка похожи на деревья в лесу, а листья, плывущие по воде, напоминают маленькие лодочки.
Bayağı saçma şeyler dönüyor burada. Тут проходят какие-то безумные вещи.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Spa merkeziyle ilgili bir şeyler mi duydum? Я что-то слышал про поход в СПА?
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.