Beispiele für die Verwendung von "küçük bir" im Türkischen

<>
"Hava alanında neşeli ve mutlu görünmeye çalışıyorum, ama size küçük bir ipucu vereyim: "Я постараюсь выглядеть радостной и счастливой в аэропорту, но позвольте мне дать вам один совет:
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Anila Haque bu olay için küçük bir çizim yaptığından dolayı Google'a teşekkür etti: Это неотъемлемая часть празднования Нового Года.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Küçük bir yardım kullabilecek olan senmişsin gibi görünüyor. Вы выглядите так, как-будто вам нужна помощь.
Sadece ikimiz varız burada, ne bileyim sanki küçük bir hukuk mahkemesi gibi görünüyor. Только, нас здесь двое, это похоже маловато для законного суда, знаете?
Küçük bir kızı kaybettiler. Они потеряли маленькую девочку.
Küçük bir uçurum vardı. Там была небольшая скала.
Küçük bir kızın kaç tane düşmanı olabilir ki? Как много врагов должно быть у маленькой девочки.
Bak şimdi, elimizde daha küçük bir şey yoktu ve ikincisi de tehlikeli değiller. Во-первых, у нас не было микрофона, а во-вторых, это не толпа.
Katmandu'da küçük bir oğlan. Маленький мальчик в Катманду.
Nepal'den küçük bir hatıra. Небольшой сувенир из Непала.
Küçük bir düşüş belki. Разве что небольшого падения.
Küçük bir öpüşme dersi. Небольшое введение в поцелуи.
Küçük bir resmimi göreceksin ve başlıkta da şöyle yazıyor: Рядом с ним вы увидите мой портрет с подписью:
Nadir bulunur bir şey için çok küçük bir meblağ. Слишком маленькая сумма, чтобы купить столь редкую вещь.
Küçük bir şey, siyasetin uğramadığı. Что-то маленькое, без всякой политики.
Küçük bir erkek çocuğuyla konuşuyorum. Я говорю с маленьким мальчиком.
Küçük bir gülücük, etkisi uzun sürer. Немного улыбки, предстоит пройти долгий путь.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.