Beispiele für die Verwendung von "karşı yumuşak" im Türkischen

<>
Fakat ben zaten hastalarıma karşı yumuşak biriyim. Я и так добр ко всем пациентам.
Maalesef, babam anneme karşı yumuşak görünüyor. К несчастью, папа мягок к маме.
Ayrıca baraja karşı mücadelelerine destek bulmak için Malezya'nın diğer topluluklarına ve dünyanın her yanından çevreci topluluklara da çağrıda bulundular. Они также призвали другие общины Малайзии и международные организации, занимающиеся охраной окружающей среды, поддержать их кампанию против этого строительства.
Yumuşak cilt, saçlar ve para. Нежная кожа, волосы и деньги.
İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir? Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса?
İnsanlar, yumuşak bir sesim olduğu için bana güveniyorlar ama ben kötü biriyim. Люди доверяют мне, из-за мягкого голоса, но я та еще штучка.
Rusya'daki toplumsal davranış genellikle Orta Asya ve Kafkaslar'dan gelen göçmenlere karşı düşmanca. Общественное мнение в России часто враждебно по отношению к мигрантам из Центральной Азии и с Кавказа.
Çok güzel ve çok yumuşak. Оно такое красивое и мягкое.
Baraj projesine karşı protesto. Протест против строительства плотины на реке Барам.
Senin yöntemin fazla yumuşak. Твой путь слишком мягкий.
Fakat Meksika'da habercilere karşı gösterilen şiddet yeni bir şey değil. Следует отметить, тем не менее, что насилие против журналистов в Мексике - действительно явление отнюдь не новое.
Hey, yumuşak, çimenli tepeye ne oldu? Эй, а где холм с мягкой травой?
Global Sesler'de daha önceden yazıldığı üzere, Kırgızistan'daki kadın dernekleri kız - kaçırma geleneğine karşı son zamanlarda çok aktif durumda. Организации по защите прав женщин в Кыргызстане, как сообщалось в ранее Global Voices, недавно проявили особую активность в борьбе против обычая похищения невест.
Uygun büyüklükte, yumuşak tenli ama dokunulacak kadar sıkı olmalı. Лучший размер, нежная кожа, но крепкие на ощупь.
Göçmenlere karşı bu eski şarkıyı söyleyen siyasiler sadece Fransa'da bulunmuyor. Подобные аргументы против иммиграции распространены не только во Франции.
Yumuşak parıltı, muhteşem kaplamalar. Мягкий блеск, превосходная позолота.
Bunun üzerine Ekim'de yerel bir mahkeme, kaçırana altı yıl hapis cezasi verdi ve bu, Kırgızistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana kız - kaçırma'ya karşı açılan ilk suç davası oldu. октября местный суд приговорил похитителя к шести годам заключения, что стало первым уголовным делом, выдвинутым против похитителя невесты в Кыргызстане после обретения независимости.
Ve o gece, aynı yumuşak, hassas tutkuyla seviştik. И в ту ночь нежно и деликатно мы занялись любовью.
Baram Baraj Projesi'ne karşı yürüyüş. Марш против проекта плотины на Бараме.
Ama yumuşak yatakları var. Но с мягкими кроватями.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.