Beispiele für die Verwendung von "oğlunun" im Türkischen

<>
Oğlunun hükümdarlığı döneminde, öldüğü tarihe kadar 14 yıl süreyle (1839-1853) Valide Sultan oldu. Во время правления сына она в течение 14 лет была Валиде Султан (1839 - 1853).
Neden bir kral oğlunun ölmesini istesin? Зачем царю желать смерти своего сына?
Tam Abbassi hareketi, oğlunun hareketlerini izlemek için birini göndermek. Типично для Аббаси, посылать кого-то следить за своим сыном.
Sonra Zipporah bir çakmak taşı aldı ve oğlunun sünnet derisin kesit. Тогда взяла Сепфора камень острый и обрезала сыну ея плоть крайнюю "
Oğlunun, bu duruma kendisinin sebep olduğunu sana hatırlatmama gerek var mı? Нужно ли напоминать, что твой сын сам попал в эту историю?
Oğlunun ne tür kelimeler kullandığını biliyor musun? Знаете, какие слова использовал ваш сын?
Hepimiz sana hoş geldin diyoruz ve oğlunun sağ salim eve dönmesi için dua ediyoruz. Мы все приветствуем вас здесь сегодня. Мы все молимся за благополучное возвращение вашего сына.
Şimdi tekrar buluşmamız gerekiyor. Belki oğlunun bu harekinin sebebine bir açıklama getirebilir. Теперь нам снова нужно встретиться и попытаться найти объяснение действий его сына.
Seni korumaya çalıştım, bunu senden sakladım çünkü o oğlunun şeytan olduğunu düşünüyor. Я пытался защитить тебя, поэтому скрыл это. Он считает твоего сына злом.
Oğlunun, eşini öldürüp seni de ölümün eşiğine getirdiğini bilerek yaşamak nasıl bir duygudur acaba? Как ты будешь жить, зная что твой ребенок убил отца и пытался убить тебя?
Kont oğlunun davranışlarının kendini ne kadar sinirlendirdiğini ifade eder. ("İl mio sangue la vita darei" - "Oh, hayatımın kanını vereceğim"). Граф выражает своё разочарование в сыне ("Il mio sangue la vita darei" / "Своей кровью и жизнью готов я заплатить за могущество сына").
Chuck'ın oğlunun da şu tepede dört tane var.. У сына Чака четыре за вот этим холмом.
Oğlunun annesine her ay bir maaş ödüyor. Каждый месяц отправляет матери своего сына деньги.
Merkez' dekiler, Philip'le tutarsız oğlunun buluştuğunu öğrenince nasıl hissedecek sence? Как по-твоему в Центре отреагируют на встречу Филипа со своим непредсказуемым сыном?
Maalesef, Michael oğlunun kötü bir gaz pedalı olan bir araba sürmesine izin vererek yanlış bir karar veriyordu. К сожалению, решение Майкла позволить сыну вести машину с более чувствительной педалью газа было не лучшим решением.
Sen oğlunun bizimkilerden daha değerli olduğunu mu sanıyorsun? Ты думаешь, что твой сын важнее наших?
Karın ve oğlunun sonu da öyle mi olsun istiyorsun? Ты этого же хочешь для своей жены и сына?
Bak, bir annenin oğlunun sevdiği güzel kızdan nefret etmesinin ne olduğunu iyi bilirim. Послушай, я знаю, каково это, когда маме не нравится избранница сына.
Düzgün dik. Bayan Ramirez yamuk dikişli bir elbiseyle oğlunun düğününe gidemez. Миссис Рамирес не может пойти на свадьбу сына с неровными швами.
Neden oğlunun sağlık kayıtlarını saklasın ki? Зачем ему скрывать медицинские записи сына?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.