Beispiele für die Verwendung von "olduğu ortaya" im Türkischen

<>
Hayır. Ama adamın çok ilginç film fikirleri olduğu ortaya çıktı. Ve ben de yeni bir arkadaş edindim oldum. Нет, но оказалось, он тоже увлекается киноиндустрией, и теперь у меня есть новый лучший друг.
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
Aslında beklediğimden kolay oldu. İyi bir çocuk olduğu ortaya çıktı. Öpüştük, barıştık. Это легче, чем я мог бы подумать потому что он хороший парень.
Adamımızın beyin tümörü olduğu ortaya çıkıyor semptomları hızla çoğalmaya başlıyor sonra da kendine tabanca satın alıyor. Итак, у человека растет мозговая опухоль, симптомы прогрессируют, и вот он приобретает пистолет.
Bunlardan birazının çalınmış olduğu ortaya çıkmış. Выяснилось, что яд был похищен.
Eğer endişe etmemiz gereken bir şey olduğu ortaya çıkarsa, sonra... Если это окажется чем-то, о чём стоит беспокоится, тогда...
Ederse John'un suç mahallinde olduğu ortaya çıkar. Это бы связало Джона с местом преступления.
Antimon ve kurşun alaşımı olduğu ortaya çıktı. Оказалось, это сплав свинца и сурьмы.
Steven ile ilgili her şeyin yanlış olduğu ortaya çıktı. Так-так. Выяснилось, что ты полностью ошибался насчет Стивена.
Sonra Jake'i topluluğumuza alıyor onun da cadı avcısı olduğu ortaya çıkıyor. Потом приводит в Круг Джейка, который оказывается охотником на ведьм.
Kanıtların kayıp parçalarının kız kardeşimde olduğu ortaya çıktı. С помощью сестры мне удалось найти пропавшие записи.
Eğer bunu yapanın sen olduğu ortaya çıkarsa seni kovmak zorunda kalacağım. Если выяснится, что это ты, я немедленно тебя уволю.
Kimin potansiyel Nainsan olduğu ortaya çıktı bil bakalım? Угадай, кто оказался среди числа возможных Нелюдей.
daha yeni Sue'nun üst çene genişletmesine ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Мы только что узнали, что Сью нужен небный расширитель.
Eski polis memurunun infazı sonrası, suçsuz olduğu ortaya çıktı. "С бывшего полицейского сняли обвинения уже после казни".
Birkaç sene önce, Randy lazer silahı sandığı bir şey çalmıştı, ama lazer işaretçisi olduğu ortaya çıkmıştı. пару лет назад, Рэнди украл то, что он считал лазерным пистолетом но это оказалась лазерной указкой.
Kanserin ufak bir başlangıcı olduğu ortaya çıktı. Оказалось, там была маленькая область рака.
Baron'un oğlu bulunduğunda olaydan kısa süre önce çocukların yanında olduğu ortaya çıkmıştı. Когда сына барона нашли,.. перед этим он был с детьми.
Ama ezilmiş istiridye kabukları olduğu ortaya çıktı. Оказалось, раковины устриц. Щебень раковины устриц.
Babası olduğu ortaya çıktı. Выяснилось, что он - её отец.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.