Beispiele für die Verwendung von "ormanın ortasında" im Türkischen

<>
Ben. Bana burada ne aradığını anlat bakalım, Ormanın ortasında yalnız başına. Может расскажешь, Бен, что ты делаешь один, посреди джунглей?
Burası ormanın ortasında bir ada. Мы на острове в джунглях.
Mayıs ortasında internet temelli araçlar ile yerli dillerini canlandırmak üzerine çalışan ilgili kişileri bir araya getirmek için açık katılım çağrısı yayınladık. В середине мая в поисках заинтересованных людей, которые уже включены в работу по возрождению своих родных языков путём их использования в Интернете, мы объявили об отборе участников предстоящего слёта.
Evdeki yatağıma gittim. Bir mil kadar ötede ormanın içinde uyandım. Привет, я заснул дома, а проснулся в лесу.
Ticaret savaşının ortasında Personel Şefi'ni kovması bile sayılmaz mı? И даже увольнение главы администрации в разгар торговой войны?
Kırmızı pelerin, ormanın içinde ve hayvan saldırısı. Красный капюшон, в лесу, нападение животного.
Donmuş bir gölün ortasında olan bu yeri seviyorum. Мне нравится это место прямо посреди замерзшего озера.
Ormanın kokusunu taklit ediyordum. Я симулировал запах леса.
Gelecek pazar oradayım, ön sıranın tam ortasında. В следующее воскресенье. На первый ряд в центр.
Ormanın mistik, hediye dağıtan büyücüsü. Я мистический дарящий подарки волшебник леса.
Temmuz ortasında tatlı mısır yedin mi hiç? Ты пробовала сладкую кукурузу в середине Июля?
"Ormanın içinde bir yerde, bir babunla ağaçta yaşıyor" dedi. Он говорит "Он живёт в лесу на дереве с бабуином".
Bir adam güzergâhın tam ortasında pipo içiyor. Человек курит трубку прямо посреди посадочной полосы.
Ama baharda buzlar eriyince, ormanın derinliğinde, bir hayvan canlanır. Но с приходом весенней оттепели, глубоко в лесу просыпается зверь.
Ve onu yolun ortasında yere uzanıp mı arıyordun? Так вы искали его, лежа посреди дороги?
İlerideki ormanın adı ne? Это что за лес.
Şikago kışının ortasında bir Cennet Bahçesi gibi adeta. Это прямо райский сад посреди зимы в Чикаго.
Ormanın sunduğu bu çeşitlilik yerini tek bir türe, hurma yağına bırakıyordu. Всё разнообразие лесов заменено на один вид, пальму, дающую масло.
Bir tür uzay istasyonu, Ağ'ın tam ortasında duruyor. Некая космическая станция, которая сидит в центре сети.
Ogre of Fire kalesi büyük bir siyah uzay gemisi gibi ormanın üzerinde durdu, gündüzü geceye çevirdi. Огр из Огненной крепости парил над лесом, словно большой черный звездолёт, превращая день в ночь.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.