Beispiele für die Verwendung von "parlak bir" im Türkischen

<>
İnanılmaz bir yaratıktı ve onunla ilgili bir müzikal yapmak çok parlak bir fikir. Она была потрясающим созданием, и это великолепная идея сделать о ней мюзикл.
Sonra parlak bir ışık beliriverdi. А потом возник яркий свет.
Bende nasıl derler parlak bir zeka yok. Ama sen parlaktın. У меня нет того, что называют, высоким интеллектом.
Binlerce çekici insan görüntüsüyle dolu umut vaat eden parlak bir gelecek vardı ve çoğu da kadın. Будущее несло в себе обещания, наполненные тысячами манящих фигур, в большинстве своём - женских.
Son derece sıcak bu yıldızlardan bazıları ölmeden önceki son enerjilerini harcıyorlar ve mavi parlak bir ışık yayıyorlar. Интенсивные горячие звезды, некоторые из которых перед смертью сжигают свое последнее топливо, сияют ярко-голубым светом.
Dartmouth'ta tanıdığım çok parlak bir genç var. Kariyerinde bir basamak yukarı çıkmak isteyeceğinden eminim. У меня есть на примете младший хирург из Дартмута, который не против повышения.
Parlak bir içgörün var mı, Oprah? Есть гениальные догадки, Опра? Стедман?
Ama onlar da sizin gibi burada başladılar. Daha parlak bir şu ana gelmek için canlarını dişlerine takıyorlar. Но, как и вы, они начинали здесь, не жалея сил, чтобы добиться своего.
Her seferinde parlak bir yıldıza kaybediyoruz. По одной звезде за раз. Проигрываем.
Daha parlak bir planın var da ben mi duymadım? Я что-то не слышал от тебя никакого гениального плана.
Önünde parlak bir gelecek var, Edgar. У вас впереди великое будущее, Эдгар.
Tanrı aşkına Sam orada beyaz parlak bir ışık vardı. Боже помоги мне, Сэм, яркий белый свет.
Bir de parlak bir referans olsun yoksa bunu İnsan Kaynakları'na e-postayla gönderirim. И блестящую рекомендацию, иначе я напишу об этом в отдел кадров.
Seni parlak bir geleceğe ben taşıyacağım! Я поведу тебя в светлое будущее.
Eğer parlak bir fikri olan varsa ya da Doktor geri gelirse, durdururuz. Если он вернётся или у кого-то появятся светлые мысли, это всё остановит.
Parlak bir ışık olması gerekiyor! Там должен быть яркий свет.
Bir makineye bu kadar kısa sürede hız kazandırabilen birisinin PC piyasasında parlak bir geleceği var demektir. Любому, кто может разогнать компьютер до такой скорости, обеспечено светлое будущее на рынке ПК.
Sen parlak bir geleceği olan harika bir avukatsın Lucy. Люси, ты отличный адвокат, с прекрасный будущим.
Burada parlak bir geleceğin var. Здесь у тебя есть будущее.
Biliyorum kazandınız. Üzgünüm, benim altı gün süren büyük, parlak bir savaşım olmadı... Извини уж, мне не довелось участвовать в большой войне, которая длилась дней.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.