Beispiele für die Verwendung von "sınırları içinde" im Türkischen

<>
Ve bunlar bütçe sınırları içinde mi? И все это в рамках бюджета?
Ama her zaman ızgaranın sınırları içinde kaldım ki belli bir düzen sağlanmış olsun. Но всегда вдоль линий сетки, так чтобы в ней существовал определенный порядок.
Çünkü normal ilişkilerin sınırları içinde kalmak sana zor geliyor. А то у тебя проблемы в поддержании традиционных отношений.
Bugün, Varşova Üniversitesi sınırları içinde kurumun çalışma programını ve kamu düzenini bozan olaylar baş gösterdi. Сегодня, натерритории Варшавского Университета, произошел инцидент, которые нарушил график работы и общественный порядок.
Ama sadece onun sınırları içinde özgürüz. Но на этот дюйм мы свободны.
Saygı sınırları içinde elbette. С уважением, конечно.
Deponun sınırları içinde kalırsanız memnun olurum, dedektif. Я буду признателен, если вы ограничитесь кладовкой.
Rakibinin omuz sınırları içinde kal. Оставайся в защите используя плечи.
Son ceza makbuzunda, "Şehir sınırları içinde seksen beş" yazıyordu. "85 в черте города", как сказано в последней квитанции.
Orta düzeyde bir grup kendi sınırları içinde, yıldızlığın acımasız yüzüyle boğuşuyor. о средненькой группе борющейся с собственными ограничениями, знаешь в преддверии звездности.
Attert Nehri () Belçika ve Lüksemburg sınırları içinde bulunan küçük bir akarsudur. Аттерт (,,) - река, протекающая по Бельгии и Люксембургу.
8 Şubat 1883'te o zaman Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde bulunan, günümüzde Çek Cumhuriyeti topraklarında olan Třešť şehrinde doğdu. Йозеф Шумпетер родился 8 февраля 1883 года в немецкой семье небольшого городка Тршешть в Моравии, которая на тот момент входила в состав Австро-Венгерской империи.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Bununla birlikte Nassau'nun halkı arasında meydana getirdiğimiz iyi niyetin de sınırları var. И, кроме того, хорошее отношение жителей Нассау имеет свои пределы.
İşte bu çocuklar, her birinizin içinde bulunan güçtür! Это, мои друзья, внутри каждого из вас!
Tabii ya, kaçaklara engel olup sınırları kapatın. Правильно, свалите все на нелегалов. Закройте границу.
Çok nazik bir beyefendi, bir hafta içinde hazır edebileceğini söyledi. Parayı nakit istiyor. Очень вежливый мужчина сказал, что подготовит в течение недели, и берёт наличными.
Kimin sınırları yok, biliyor musun? Знаешь, кому не нужны границы?
Doğumdan sonraki saat içinde aklı ve bedeni sağlam hâlde teslim edilmeli. Он должен быть доставлен в целости в течение часов после рождения.
En iyi psikiyatristlerin profesyonel yetilerinin bile, doğası gereği sınırları vardır. Даже очень хорошим психиатрам, свойственно иметь пределы своих профессиональных возможностей.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.