Beispiele für die Verwendung von "teklif ettiği" im Türkischen

<>
Teklif ettiği geleneksel bir evlilik değil. Она не предлагает вам играть свадьбу.
Ogden Phipps'in sekiz milyon dolar teklif ettiği doğru mu? Это правда, что Огден Фиппс предлагал тебе миллионов?
Kızların erkeklere teklif ettiği bir yer. Тот, где девушки приглашают парней.
Bir keresinde, o kabinde Jackie Gleason'ın teklif ettiği her kıvrık santimi kabul etmiştim. однажды, я взяла каждый изогнутый дюйм Джеки Глиссона, предложенный в этой кабинке.
Ayrıca, bu ağaç bay Cobell'in evlenme teklif ettiği yer. А также дерево, у которого мистер Кобель сделал предложение.
Avukat nazikçe bırakmayı teklif ettiği için onların denetlemesine maruz kalmak zorunda değilsiniz. Адвокат любезно позволил отдать это вам, чтобы не подвергать вас разборкам.
Grazia SA bir Afrikalı olmanın ne anlam ifade ettiği hakkındaki düşüncelerini açıkladı ve Afrika ile ilgili 'dokuz bilinmeyen gerçek' adında bir link paylaştı: Мы африканцы не потому, что родились в Африке, мы африканцы потому, что Африка живёт в нас.
Bremer iyi bir teklif yapmış olabilir mi? Думаешь, Бремер сделал ему хорошее предложение?
Bugün Lena'nın yardım ettiği kız bu. Эта девушка, которой помогла Лина.
Bana bir banyo bile teklif etmedi. Он даже не предложил мне ванну.
Senin annen gösteri devam ettiği sürece yaşamaya devam edecek. Твоя мать жила, потому что шоу всегда продолжалось.
Prens Albert'ın ziyaretini uzatmasını teklif ediyor. Он предлагает продлить визит принца Альберта.
Nick'in yardım ettiği bir sürü insan var. К тому же Ник очень многим помог.
Oraya götürüp gün batımında teklif edeceğim. - Harika! Я отведу её туда и сделаю предложение на закате.
"Herkesin nefret ettiği şeylere ben de karşıyım." Я против всех тех вещей, которые все ненавидят!
Sarah'ın öldürülmesinden sonra, Andy balo için teklif etti. Энди пригласил меня на бал, после убийства Сары.
Bana önceden elinde olan ama Başkan Obama gelip yeminini ettiği günden bu yana sahip olamadığın özgürlükleri say. Назовите мне свободы, что у вас были до присяги Обамы, которых у вас нет сейчас.
Bana emri veren adamı ele vermeyi teklif ediyor. Он предложил мне сдать человека, отдавшего приказ.
Peki ya Greene'lerin sözünü ettiği şu görüşme odaları? А что на счет чатов, о которых рассказывали Грины?
Sen teklif ettin, sen tasdik ettin ve sen yönettin. Ты предложил её, утвердил, и был во главе!
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.