Beispiele für die Verwendung von "yakın bir" im Türkischen

<>
Toktogon yaşındayken onlar için ilgi ve dikkatle anne rolünü benimseyerek sıcak ve yakın bir bağ kurdu. В свои лет, окружив детей заботой и вниманием, сумев им передать ощущение близости и теплоты, Токтогон - апа заменила им родную мать.
John ile yakın bir bağ kurmak istiyor. Он хочет более тесную связь с Джоном.
Suya yakın bir yerde, eski bir binada olduğunu biliyoruz. Мы знаем, что она в старом здании у воды.
Okula yakın bir villa seçebilirsiniz ya da tam tersi olabilir. Вы можете выбрать школу в зависимости от дома или наоборот.
Aracını olay yerine yakın bir yerde bulduk. Мы нашли твою машину возле места аварии.
Daha yakın bir kapı olmadığından emin misin? Ты уверен, что нет двери поближе?
Töreni köprüye yakın bir yerde yapmalı. Ему нужно принести жертву возле моста.
Ayrıca bu eşi benzeri görülmemiş garip suçun, Japon suç kayıtlarına girdiği ve yakın bir gelecekte aydınlatılacağı düşünülüyor. Также предположительно, что такое беспрецедентное преступление занесено в криминальное досье Японии и будет раскрыто в ближайшем будущем.
Aracını biz kaza mahalline yakın bir yerde bulduk. Мы обнаружили твою машину рядом с местом происшествия.
Ellen'ın öğrendiğine göre buraya yakın bir yerde cinayetler işlenmiş. Недалеко отсюда произошло несколько убийств. Элен тут кое-что раскопала.
Bir mil uzaklıktan daha yakın bir yerde güvenli bir yer ayarladım. North Park. Есть надежное место меньше, чем в мили отсюда, -43 Норс Парк.
Buraya yakın bir ceset atma yeri olduğunu bilmiyordunuz ama bu şaşılacak bir şey değil. Вы не знали, но тело выбросили неподалеку, Но знаете, это ожидаемо.
Kitaplara bakacağım ve yakın bir şey olup olmadığına bakacağım. Посмотрю в книжках, может, найду что-то похожее.
Ajan Buchanan, benim Livermore'daki siber-savunma işimde yakın bir ortaktır. Агент Бьюкенен мой партнер по работе над киберзащитой в Ливерморе.
Yakın bir zamanda. evre akciğer hastası olduğumu öğrendim. Недавно у меня была диагностирована стадия рака лёгких.
Battaniyenin içinde ne olduğunu görecek kadar yakın bir mesafe öyle değil mi? То есть, достаточно близко чтобы увидеть что в покрывале что-то было?
Sizse beni avıma çok yakın bir yere getirdiniz. И вы доставили меня к порогу моей жертвы.
Ve deneğiyle de yakın bir ilişkisi var. И состоит в отношениях в объектом исследования.
Ölüme yakın bir deneyim fena afrodizyaktır. ощущение близости смерти - лучший афродизиак!
Evet, açıkçası bu benim deneyim olsaydı ben de deneğe yakın bir gözlemci bulundururdum. Если бы это был мой эксперимент, я бы поместила наблюдателя поближе к субъекту...
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.