Beispiele für die Verwendung von "yasa değişikliği" im Türkischen

<>
İkinci yasa değişikliği bize silah taşıma hakkı veriyor. Вторая Поправка даёт нам право на ношение оружия.
Güven namına bir yasa değişikliği talep ettik. Нам необходимо внести поправку во имя доверия.
2003 yılında yapılan yasa değişikliği ile devlet başkanlığı makamına sınırsız sayıda aday olunabilmektedir. Поправка к конституции 2003 года отменила ограничение на количество президентских сроков.
1999 yıllında Cabir kadınlara oy hakkı verme amacıyla bir yasa değişikliği önerdi ama bu yasa Milli Millet Meclisinden geçmedi. В 1999 году по его предложению была инициирована поправка в избирательный закон, позволяющая женщинам голосовать и занимать правительственные посты.
Fish özel olarak hedef alındı ve şu an yasa dışı olarak yaşadığı Nairobi'ye gelmek zorunda kaldı. Фиш также стал целью боевиков и был вынужден уехать в Найроби, где сейчас он живет нелегально.
Orta sınıfın yükselmesi ve iklim değişikliği klimalara olan talebi bu yıl % oranında arttırdı. В этом году спрос на кондиционирование воздуха увеличился на% из - за роста среднего класса и изменений климата.
Yasa sadece bir "ödenek yetkisi", gerçek bir ödenek değil. Этот закон - только "разрешение на ассигнования", не настоящее решение об ассигнованиях.
O değişikliği ne getirmeli? Что должно вызвать это изменение?
Gelecekte giyinmek yasa dışı mı? А одежда в будущем запрещена?
Fakat Daily Monitor gazetesinin haberine göre Eylül'de parlamento üyelerinin yaş sınırında istedikleri değişikliği yapmakta özgür olduklarını ifade etmiş ve kendisiyle çelişmiş durumda: Обсуждение законопроекта началось несколько месяцев назад; вскоре после этого Симео Нсубуда, один из членов парламента, открыто поддерживающий изменение возрастных ограничений, подвергся нападению молодёжи.
Böyle şeyleri önleyen bir yasa yok mu? Разве здесь нет законов, запрещающих подобное?
Onların kıçının damak tadı başkadır, ve onun kıçı değişikliği anlayacaktır. У них другая поверхность на жопе, их жопа сразу поймет.
Geçen dersimizde, yasa fikrini ve küçük suçları ele almıştık. На нашем последнем занятии мы обсуждали понятия закона и преступления.
Kumandan değişikliği olması durumunda, protokolü size şahsen teslim etmemizi gerektiriyor. В связи со сменой командования, протокол требует доставить это лично.
Aah, kulağa eğlenceli geliyor. Aynı zamanda, şüpheli. Ve farklı açıdan yasa dışı. О, звучит весело, но ещё попахивает дедовщиной и нарушает около шести законов.
Bu iki değişikliği yapın. Her şeyin güzel olacağına eminim. Измените те два момента, и всё будет отлично.
Hiç yasa dışı uyuşturucu olmadığından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Откуда такая уверенность, что в Менделе нет запрещенных наркотиков?
Hayır, hayır sadece ünvan değişikliği. Нет-нет, только смена названия позиции.
Bayan, anlamalısınız ki yasa, size öyle bir koruma sağlamıyor. Мэм, Вы понимаете, что перед законом нет такого права.
Fitz, plan değişikliği. Фитц, изменение планов.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.