Beispiele für die Verwendung von "yerden devam" im Türkischen

<>
Collier'in genelevlerine girerken sana eşlik etmeye kaldığı yerden devam edecektir. Он снова будет прислуживать тебе в одном из борделей Кольера.
Peki, şimdi fen bilgisi kitaplarımızı açıp, dün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Итак, давайте откроем учебники на той странице, где мы остановились вчера.
Karara varırız, el sıkışırız, sen de hayatına kaldığı yerden devam edersin. Мы заключим нашу сделку. Пожмём руки. И ты начнёшь доживать остаток своей жизни.
Yarın sabah yeni tanığınızla kaldığımız yerden devam edeceğiz. Мы разберемся завтра утром с вашим новым свидетелем.
Bay Stark kaldığımız yerden devam edebilir miyiz? На чем мы остановились? Мистер Старк!
Yarın, kaldığımız yerden devam ederiz. Завтра мы начнём с этого места.
Kaldığınız yerden devam ettiğinizi görmek çok hoş. Приятно видеть, что вы снова ладите.
Eğer ayrılmaya çalışırsan hikayesi kaldığı yerden devam eder ve zehir onu öldürür. Если ты вдруг решишь уйти, ее история и действие яда продолжатся.
Anna Paul'un bıraktığı yerden devam etmekten onur duyarım. Для меня это честь, стать последовательницей Анны.
Kaldığımız yerden devam etmek üzere Filipinler'e geri döndük. Мы вернулись на Филиппины, чтобы продолжить съемки.
Mafya arkadaşlarınla kaldığın yerden devam edeceğini mi? И продолжишь дела с друзьями из мафии?
Hepimizin kaldığı yerden devam etmeye hakkı var. У нас обоих есть право двигаться дальше.
Ee, Johnny kaldığımız yerden devam ediyor muyuz? Ну, Джонни, на чём мы остановились?
Hayatına kaldığı yerden devam edebilirdi. Он мог бы продолжать жить.
Kim ne derse desin egzersize kaldığın yerden devam et. Продолжай упражнение, независимо от того, что говорится.
Fakat çok yakın bir zamanda bu ilginç konuşmaya, bu çok ilginç konuşmaya kaldığı yerden devam edebiliriz. Но мы можем возобновить эту интересную беседу, эту очень интересную беседу в другое самое ближайшее время?
Holografik kayda kaldığın yerden devam et. Продолжаю голографическую запись с последней остановки.
Ama gösteriden sonra kaldığımız yerden devam ederiz. Но мы можем продолжить чтение после представления.
941 yaz başı, Kurkuas doğuya yaptığı seferi kaldığı yerden devam etmek için hazırlanırken, dikkati hiç beklenmedik bir olay ile dağıldı: В начале лета 941 года, когда Куркуас был готов возобновить кампанию на Востоке, его внимание было отвлечено на неожиданное событие:
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.