Sentence examples of "yetkiye sahip değilsin" in Turkish

<>
Burada hiçbir yetkiye sahip değilsin. У вас нет здесь полномочий.
Bunun için gerekli yetkiye sahip değilsin... Но у тебя же нет допуска...
Bayan Taylor, onun adına konuşmak için tüm yetkiye sahip. У мисс Тейлор есть все полномочия говорить от его лица.
Gerekli çoğunluğa sahip değilsin. Ты не набираешь кворум!
Böyle bir yetkiye sahip değilim. я не обладаю такой властью.
İhtiyacın olan aletlere veya anlayışa sahip değilsin henüz. У тебя пока нет понимания, которое необходимо.
Yasal yetkiye sahip bir tanık gerekli. Тебе нужен свидетель с юридическими полномочиями.
Ama bitmiş bir programa sahip değilsin. Но Вы не имеете законченной программы.
Hepsinin de şiddet içeren suçluları var. Bu transfere izin verecek yetkiye sahip tek kişi Eyalet Valisi. Это были тяжкие преступления, и единственный, кто мог разрешить их перевод, это губернатор.
Bu olay için yeterli tecrübeye sahip değilsin. У тебя недостаточно опыта для такого дела.
Burada, üzerimde hiçbir hakka sahip değilsin. У тебя нет здесь надо мной юрисдикции.
Çocuk yetiştirecek beceriye sahip değilsin. Ты не способен вырастить ребёнка.
Bu sırra sahip değilsin. Ты не владеешь секретом.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Haklı değilsin ve ben de sinirli değilim. Ты не прав. И я не злюсь.
Ben de New York Belediyesinin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizi karı-koca ilan ediyorum. Тогда, властью, данной мне штатом Нью-Йорк, объявляю вас мужем и женой.
Benim oyum olmazsa, çoğunluğa sahip olamayacak mısın? Без моего голоса у тебя не будет большинства?
Açıkçası ben öyle düşünmüyorum, belli ki sen de öyle biri değilsin. Очевидно, я так не считаю, и ты явно не такая.
Jeffersonian'da geçirdiğim zamanın bana verdiği yetkiye dayanarak seni uyuyamama sorunu ilan ediyorum. Силой данной мне институтом Джефферсона, я приказываю вам погрузиться в сон.
Beyaz şortlu, Ken bebeği saçlarına sahip hoş bir çocukla çıkmanın hiçbir yanı yanlış değil. А что такого плохого в милом парне в белой рубашке и причёской как у Кена?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.