Beispiele für die Verwendung von "fazla" im Türkischen

<>
Yedi gün ,'dan fazla mekan. 00'den fazla ziyaretçi, dört tane konaklama köşkü. Семь дней, свыше различных локаций, и больше посетителей, четыре медицинских пункта.
O sos senin için biraz fazla çeşnili değil mi, sporcu? Что, неужели это соус слишком острый для тебя, спортсмен?
Kızın üzerine çok fazla zaman ve efor harcıyorsun. Ты тратишь много времени и усилий на неё.
Bunun nasıl işlediğini bilmiyorum ama çok fazla şey gördü. Не знаю как, но он слишком много знает.
Bu olayı hepten çözmem bir ay, en fazla iki ayımı alır. Еще месяц, максимум два, и я полностью раскрою это дело.
Hayatta çok fazla teselli yok, Jean. В жизни так мало утешений, Джейн.
Bu şeyler zaman alır ama bizim fazla zamanımız yok. На это требуется время. Но у нас немного осталось.
Basın kartın sana sadece daha fazla izin sağlıyor. Твой пропуск журналиста дает тебе слишком большой доступ.
Senin için bir davadan daha fazla bu değil mi? Он что-то большее, чем просто дело для тебя?
Küçük bir not--aile içinde şiddetle büyüyen bir çocuk normalden üç kat daha fazla kazaya kurban gider. На заметку: дети, растущие в беспокойных семьях, втрое чаще других оказываются случайно расчленёнными.
Babamın söylediğine göre, İsa asla evinde km den fazla uzaklaşmamış. Папа говорил, что Иисус не отходил от дома дальше километров.
Seçimimi, bir haftadan fazla sevebileceğim bir adamdan yana yaptım. Я выбрала мужчину, которого могу любить больше чем неделю.
Zavallı Chip, yalnızca yarı-ömürlü. Ve çok fazla şey yaşadı. Бедняжка Чип лишь наполовину живой, но через столько прошёл.
Her zaman biraz fazla ileri geri hareket ettiğimi düşünmüşümdür. Daha çok böyle hareket etmeliyim. Мне всегда казалось, что я часто двигаюсь взад-вперёд, хотя можно вот так.
1991 sezonunun kapanışında, genel olarak oyuna daha fazla para kazandıracak yeni bir ligin kurulması için bir öneri sunuldu. Основание (1991). По завершении сезона 1990 / 91 поступило предложение об учреждении новой лиги с целью привлечения большего количества денег.
Asıl İntihar Kulübü, 'dünya', grubumuzdan çok daha fazla intiharları var. Мир это Клуб Самоубийц, с гораздо большим числом самоубийц чем в нашем Круге.
"Vanity Fair" büyük bir magazin, ve daha fazla okuyucuları ve daha fazla güçleri var. "Vanity Fair" существует дольше, и чем больше у меня читателей, тем больше власти.
Yani iki kere kızarmış tavuk senin için fazla kara. То есть сильно зажаренный цыпленок для вас слишком черный.
Seninle daha fazla pratik yapmanın benim için gerekli olduğunu düşünmüyorum. Я больше не чувствую, что необходимо тренироваться с тобой.
Ve hiçbir şey bana onun son arzusunu reddetmekten fazla haz veremez. И нет большей радости, чем не выполнить ее предсмертное желание.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.