Exemples d'utilisation de "kelimenin tam anlamıyla" en turc

<>
Michael, bugün havaalanında yaşananlar kelimenin tam anlamıyla bir felaketti. Майкл, ситуация в аэропорту чуть не стала катастрофой сегодня.
Zavallı Debbie sırtından bıcaklanmıs, kelimenin tam anlamıyla. Бедняжка Дэбби была заколота в спину, буквально.
Kelimenin tam anlamıyla korkunç. Буквально, кошмар наяву.
Kelimenin tam anlamıyla uyuyabileceğin en konforlu kanepedir. Это буквально самый удобный диван из всех.
Vakfınız kız kardeşimi kelimenin tam anlamıyla kurtardı... Ваш фонд буквально спас жизнь моей сестре.
Kelimenin tam anlamıyla et ve kabak mı ikram ediyoruz yani? Ты приготовил тыквенный пирог и мясо, как с пилигримами?
Bu kelimenin tam anlamıyla ört-bas. Это сокрытие улик, буквально.
Bu teknik kelimenin tam anlamıyla göt yakan cinsten. Эта техника в прямом смысле заноза в заднице.
Zuko'ya güvendin ve kelimenin tam anlamıyla yandın. Ты доверилась Зуко и обожглась! Буквально!
Biz, kelimenin tam anlamıyla, arkadaşız. Мы друзья во всех смыслах этого слова.
Üç ya da dört yıl boyunca aynı eşofmanı giydi kelimenin tam anlamıyla üzerinde paralanana kadar. Три года она носила одну пару тренировочных штанов, пока они буквально не начали испаряться.
Bizimle birlikte, Magnano, tüm kadınlar onlara dokunduğumuzda kelimenin tam anlamıyla eriyor. От нас, Маньяно, женщины буквально тают, стоит к ним прикоснуться.
Kelimenin tam anlamıyla birbirimiz için yaratılmışız. Мы буквально сделаны друг из друга.
GSC kelimenin tam anlamıyla kızımızı oturma odasından çekip götürdü. ГКБ буквально просто вытащили нашу дочь из моей гостиной.
Misty kelimenin tam anlamıyla ölecek. Мисти просто умрет от зависти.
Kapıya kadar gidebilirsin ama kelimenin tam anlamıyla bir adım öteye gidemezsin. До двери еще дойдешь, но буквально - ни шагу дальше.
Kelimenin tam manasıyla bu çocukları biz giydiriyoruz. Мы в буквальном смысле одевали этих детишек.
Belki para elde etme konusunda başarılı olamadın ama borcun kabulünü tam anlamıyla sağladın. Хотя ты и не преуспел в возвращении долга, ты получил формальную расписку.
Tam anlamıyla yeteneğini kaybetti. Он совсем потерял хватку.
Biraz daha bekleyip ne anlattığımı duysaydı.... şu an sırılsıklam değil tam anlamıyla motive olurdu. Если бы он меня дослушал, был бы сейчас вдохновлённый, а не мокрый насквозь.
Les exemples sont fournis uniquement à des fins linguistiques, c'est-à-dire pour étudier l'utilisation de mots dans une langue et leurs traductions dans une autre. Ils sont extraits automatiquement des sources ouvertes en utilisant des algorithmes de recherche de données bilingues. Si vous trouvez une erreur d'orthographe, de ponctuation ou autre soit dans l'original ou dans la traduction, utilisez l'option "Signaler un problème" ou écrivez-nous.

Dans cette section, vous pouvez voir comment les mots et les expressions sont utilisés dans différents contextes à l'aide d'exemples de traductions faites par des professionnels. La section Contextes vous aidera à apprendre l'anglais, l'allemand, l'espagnol et d'autres langues. Vous trouverez ici des exemples de verbes à particule et d'expressions idiomatiques dans des textes dont le style et le thème varient. Les exemples peuvent être triés par traductions et domaines thématiques.

Apprenez des langues étrangères, découvrez les traductions de millions de mots et d'expressions avec des exemples réels de leur utilisation grâce à notre technologie de recherche bilingue !