Sentence examples of "çok sinirlendim" in Turkish

<>
Şimdi gerçekten çok sinirlendim. Теперь я правда зла.
Sikeyim, çok sinirlendim. Я так чертовски зол.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Şey, görüyorsun ya, sinirlendim ve anahtarları fırlatıp attım. Вот в чем трудность - я разозлился и выбросил ключи.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Doğal olarak ben de biraz sinirlendim. Я, естественно, немного расстроилась.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Sinirlendim ve belgeleri sana verdim. Просто разозлился и так получилось.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Bir türlü susmadılar, ben de sinirlendim ve... Но они продолжали, и я разозлилась и...
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Oh, görüyor musun şimdi sinirlendim! Видите? Это меня просто бесит!
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Buraya gelirken o kadar sinirlendim ki avukata gelmemesini söyledim. Я так разозлился, что велел адвокату не приезжать.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Çok zor bir tavşan yakalamak. Кролик. Очень сложно поймать кролика.
Çok iyi İtalyan şarkıcılar vardı. У итальянцев много отличных певцов.
Uzun süredir yağan bir yağmurun altında çok duramam. Я не мог больше сидеть в затхлой камере.
O çok kıskançtır. Он очень ревнивый.
Kendini çok iyi hissettiriyor. Это очень приятное чувство.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.