Sentence examples of "Açıkça" in Turkish

<>
Ve açıkça görülüyor ki bir tane de kötüye ihtiyaçları var, işler böyle yürüyor. И очевидно, он нужен им очень сильно, потому что все идет плохо.
Evet, açıkça bazı oyuncular, diğerlerinden daha değerli. Да, ясно, что некоторые игроки более ценные.
Evet, açıkça görüldüğü gibi kız olan bir arkadaş. Да, друг только девушка. Ты же явно девушка.
Atina şehir merkezinde, polis güçlerinin göz altına aldığı bir göçmene açıkça uyguladığı aşırı şiddeti gösteren video, Facebook ve Twitter'da sarsıntı yarattı. Интернет - сообщество Греции взволновало выложенное в Facebook и Twitter видео, в котором офицеры полиции открыто избивают задержанного иммигранта в центре Афин. Это произошло в конце января года, пока точное место происшествия не установлено.
Açıkça ilanı aşk etmenin haricinde oldukça güvenilir birkaç fizyolojik belirtiler vardır: Ну, для точного определения влюблённости есть несколько надежных физиологических признаков:
Size açıkça soracağım teşkilatınızda çalışan Teğmen Jim Lenk adında bir beyefendiyi orada gördünüz mü? Я спрошу прямо, вы видели мужчину из вашего департамента по имени Джим Ленк?
Bu yedi vali açıkça başkanı kınıyorlar. Эти семь губернаторов публично критиковали президента.
Onun insanları yanlış yöne sürmede açıkça bir yeteneği var. У неё точно есть талант действовать людям на нервы.
Açıkça konuşmak gerekirse, Estelle, et yemeyi tamamen kesmen gerekiyor bence. Честно, Эстелль, кажется, вы должны полностью прекратить есть говядину.
Başvuru formunda yalan beyanda bulunmanın ciddi bir federal suç olduğu açıkça belirtilmiştir. В заявлении четко указано, что ложная информация - это федеральное преступление.
Bu açıkça masum bir insanı yok etmek için tasarlanmış bir komplo. Это же явный сговор, затеянный с целью уничтожить невинного человека.
Ama açıkça, Angela'ya başka şeyler için ihtiyaç duyuyorsun. Но очевидно, у вас для Анджелы другая работа.
Burada açıkça görebileceğiniz gibi, kırmızı alanlarda beta amiloidi yüksek. Здесь ясно видно, красные области это высокий уровень бета-амилоида.
Dietrich açıkça maçı erken bitirmek istedi. Дитрих явно хочет закончить бой рано.
Bu açıkça senin işteki dikkatini dağıtıyor. Это очевидно отвлекает тебя от работы.
Ettim de ama sen daha fazlasını istemediğini açıkça belirttin ve ben de eski halimize dönmek istemiyorum, yani... Но ты ясно дал понять, что не хочешь ничего сверх этого и не намерен возвращаться к старому.
Açıkça görülüyor ki, Ajan Lisbon'dan daha deneyimli ve yaşlısın. Очевидно, вы старше и опытнее, чем агент Лисбон.
Yargıç mahkeme sırasında Ian Brady'nin suça başlayan ve cinayetleri işleyen kişi olduğunu açıkça beyan etti. Судья ясно сделал различие, что Иэн Брэйди был инициатором этих преступлений и фактическим убийцей.
Açıkça görülüyor ki, Beyaz Saray'ın karşılayabildiği tam Yıldız Geçidi programı kontrolü. Очевидно, полный контроль программы Звездные Врата, которую Белый дом предоставляет.
Lionel, açıkça, bu notlar da müvekkil dosyalarının parçası, ama onlar da redakte edilmişler. Лайонел, очевидно, что эти заметки - часть документов клиента, но они были удалены.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.