Ejemplos del uso de "mücadele ediyorlar" en turco

<>
Sayılarla mücadele ediyorlar baba. Нужно бороться, пап.
Tobey Marshall ve Johnny V beşincilik için mücadele ediyorlar. Тоби Маршалл и Джонни В борются за пятую позицию.
Tüm bu çocuklar öğrenci kredileriyle mücadele ediyorlar. Все эти детишки с их студенческими кредитами.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Evet, idam cezalarını burada infaz ediyorlar. Ага, вот где они делают казней.
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
Böyle okullar inşa etmeye yardım ediyorlar. Они помогают строить школы подобные нашей.
Bu şans için mücadele ettin. Ты боролся за этот шанс.
Biliyorsunuz sigaranın sizin için kötü olduğunu iddia ediyorlar ama bunu kanıtlamak için hiç medikal kanıtları var mı? Знаете, говорят, что курение вредит здоровью, но есть ли медицинские данные, подтверждающие это?
Onun için mücadele etmeye ne kadar istekli olduğun. И насколько сильно твое желание бороться за это.
Cezaevi çalışanlarını da kontrol ediyorlar. Тюремных работников они тоже проверяют.
Uğruna mücadele edecekleri bir gelecekleri olur. будущее, за которое стоит бороться.
DNA'yı kontrol ediyorlar. Они проверяют ДНК.
Adam'ın mücadele etmeye gönlü yok. Адам даже не планирует бороться.
Romalılar izlerini bırakmaya devam ediyorlar ve arenalarını inşa ediyorlar. Римляне продолжают покидать свой след и построить свой цирк.
Hayır. - Bekleyin. Bir mücadele duydum sanki. Погодите минутку, кажется, я слышу вызов.
Jonas ve Teal'c SG-3 ve'e ön tarama için yardım ediyorlar. Джонас и Тилк помогают SG-3 и начать предварительный осмотр местности.
Artık mücadele etmek istemiyorsan o zaman gerçek yurduna geri dönersin! Не хочешь больше сражаться? Тогда убирайся к себе домой.
Hasta kayıtlarını kontrol ediyorlar. Они проверяют записи пациентов.
Aynı anda bir aslanla mücadele edip, çocuklarının burnunu temizleyemezsin. Нельзя одновременно бороться со львом и утирать носы своим деткам.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.