Sentence examples of "группа людей" in Russian

<>
выбранная группа людей, которые лучшие. En iyilerden oluşan seçilmiş grup. "
Только так группа людей, которая пытается здесь жить, сможет безопасно передвигаться. Çünkü burada yaşamaya çalışan bir grubun günlük hayatlarına güvenle dönebilmeleri için tek yol.
Просто группа людей, пытающихся выжить. Hayatta kalmaya çalışan bir grup insanız.
Это всегда необычная группа людей. Hep acayip acayip insanlarla paylaşırsınız.
К началу поездки группа планирует собрать долларов США. Grup ziyaretten önce 00 $ toplamayı umuyor.
Другие настолько боятся людей в униформе, что они признаются в чем угодно. Bazıları üniformalı insanlardan o kadar korkuyor ki bilmediği şeyleri bile itiraf ediyor.
Здесь их целая группа, и репортер Аманда Фишер решила поездить с ними. Dubai'de bayan sürücülerin oluşturduğu bir grup var ve muhabir Amanda Fisher onlarla biraz zaman geçirmeye karar verdi.
Нельзя, нельзя, нельзя ЗАСТАВЛЯТЬ людей сдавать какие - то бредовые "нормы". Yapamaz, yapamaz, yapamazsın, insanları kuruntusal bir "norm" a teslim olmaya ZORLAYAMAZSIN!
Эта этническая группа уникальна тем, что среди её членов наблюдается высокий процент альбиносов. Bu etnik grubun kendine has özelliği, üyeleri arasında albinoluların çok oluşudur.
Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него. Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.
Группа проживающих в Сан - Паулу беженцев написала песню и сняла к ней клип, чтобы поблагодарить Бразилию за то, что та открыла им свои двери, и привлечь внимание местных жителей к проблемам беженцев. São Paulo'da yaşayan bir grup mülteci, Brezilya'nın onlara kapılarını açmasına teşekkür olarak ve yerel halka mülteciler konusunda farkındalık kazandırmak amacıyla bir şarkı besteleyip yayınladılar.
Экономические условия, подобные этим, во всём регионе стали хорошей почвой для незаконной перевозки людей с Африканского рога на Аравийский полуостров. Yıllar boyunca bölgenin her yanında bu gibi ekonomik koşullar, endişe verici bir ticaretin yükselişine neden oldu: Afrika Boynuzu'ndan Arap Yarımadası'na insan kaçakçılığı.
Как известно, говорить всегда легче, чем сделать, - поэтому группа гражданских активистов Тайваня пытается использовать опыт Южной Кореи. Çünkü enerji verimliliği ve enerji tasarrufu dile kolaydır, Tayvan'da nükleer karşıtı gruplar Güney Kore'nin tecrübelerinden öğrenmeye çalışıyorlar.
Путин сказал, что возрождение советской программы физвоспитания, которая готовит людей всех возрастов к труду и обороне (нормы ГТО) будет "данью традициям нашей национальной истории". Rusya'nın Sochi'de Kış Olimpiyatları'ndaki başarısını kutlamak için yapılan etkinliğin konuşmasında Putin; her yaştan insanın "İş Gücü ve Savunma için Hazırlılık" (GTO) için belgelendirildiği fiziksel eğitim programının canlandırılmasının: "Rusya'nın milli tarihi geleneklerine bağlılığını göstereceği" ni söyledi.
Несколько недель назад, в канун годовщины катастрофы, группа польских авантюристов решила включить свет в городе - призраке Припять, который расположен в трех милях от Чернобыльского реактора. Facianın. yıl dönümünde bir grup Polonyalı maceraperest, Çernobil santralinden kilometre uzak hayalet kasaba Pripyat'ta ışıkları tekrar açmaya karar verdiler.
более чем человек в Белоруссии, стране, больше всего затронутой катастрофой, имеют проблемы с щитовидной железой, спровоцированные чернобыльской радиацией, и более миллионов людей живут в районах страны с высоким риском заражений. Faciadan en çok etkilenen ülke Belarus'ta Çernobil radyasyonu nedeniyle 00'den fazla kişi tiroit problemi yaşıyor, milyondan fazla kişi ise yüksek bulaşma derecesindeki bölgelerde bulunmakta.
Пешая группа, отчет... Yürüyüş grubu, sayıyor.
Мы хотим создать их образы как людей, рассказать их собственные и своеобразные истории. Onları birer insan olarak göstermek istiyoruz, onlar hakkında ve onlara özel hikâyeler yazmak istiyoruz.
Райли, Объединенная оперативная группа. Riley, ortak özel tim.
По некоторым оценкам, жизнь сотен тысяч людей непосредственно или косвенно затрагивается, когда силы безопасности устанавливают баррикады для защиты важных персон и высокопоставленных лиц в Кветте, где проживает около миллиона жителей. Bazı hesaplamalara göre yüzlerce kişi doğrudan yada dolaylı olarak bu durumdan etkilendi, milyon kişinin yaşadığı bir şehirde, önemli şahıslar ya da VIP'lerin güvenliği için yollara barikatlar yerleştirildi.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.