Sentence examples of "покидать" in Russian

<>
Беженцы не имеют права работать, и очень немногие имеют право покидать лагерь. Mültecilerin çalışma izninin olmamasıyla birlikte çoğunun kamptan ayrılma hakkı da yok.
Место которое не хочется покидать. Kimsenin ayrılmak istemediği o yer.
Он не должен покидать замок. Kaleden ayrılmasına asla izin vermeyin.
Это против правил, покидать коммуну так поздно. Bu saatte yaşadığın yeri terk etmen kurallara aykırı.
Оно позволяло его оперативникам по реке покидать страну, а он щедро расплачивался опиумом, выращенным государством. Operasyonlarında ülkeden çıkmak için nehri kullanmaları konusunda, ve hükümet bazlı operasyonlarda bunun çok da faydasını gördüler.
Мне хотя бы разрешено покидать дом? Evden çıkmaya iznim var mı bari?
Тебя будет охранять АНБУ, и иногда тебе будут запрещать покидать деревню. ANBU tarafından takip edileceksin ve aynı sebepten Konohayı terk etmene izin verilmeyecek.
Я не хотел покидать лабораторию. Karanlık odayı denetimsiz bırakmak istemedim.
Мне не часто удается покидать мой кабинет. Ofis dışına çıkmama pek izin vermiyorlar da.
Сэр, мне не было предписано покидать пост. Efendim, görevimi bırakmak için zamanım daha dolmadı...
Но не обязана покидать вас. Ama sizden ayrılmak zorunda değilim.
Нам даже не придется покидать Нью Нью-Йорк. New New York'un bile dışına çıkmamız gerekmiyor.
Считаю нужным покидать страну время от времени. Ara sıra yurt dışına çıkmak iyi geliyor.
Люди так напуганы, что даже не хотят покидать дома. İnsanlar o kadar korkuyor ki evlerinden dışarı adım atmak istemiyorlar.
Кто хочет покидать мяч? Kim top oynamak ister?
Разумно ли покидать город, когда внутри так неспокойно? İçinde bu kadar karışıklık yaşanırken şehirden ayrılmak akıllıca mı?
Тебе известно, что школьные правила запрещают без разрешения покидать общежитие после отбоя? Okul kurallarının farkındasındır. Yurdu geç bir saatte yanında bir gözetmen olmadan terk etmek?
Ребята, вы должны чаще покидать лес. Sizin ormandan dışarı daha çok çıkmanız lazım.
Он пообещал никогда не покидать тебя снова. Seni bir daha terk etmeyeceğine söz veriyor.
На вашем месте, я бы не стал покидать казармы какое-то время. Sizin yerinizde olsam, bir süreliğine kışlanın dışına çıkmazdım, tamam mı?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.