Sentence examples of "terk etmeyeceğine" in Turkish

<>
Seni bir daha terk etmeyeceğine söz veriyor. Он пообещал никогда не покидать тебя снова.
Formosa, Vietnam "ı terk etmeden önce ülkemiz için, halkımız için ve yeniden temiz bir çevrenin dönüşümü için tüm sorumluluğu kabul etmeli ve çaba sarf etmelidir. Formosa должен осознать всю меру ответственности и, прежде чем покинуть Вьетнам, приложить усилия к возвращению чистоты окружающей среды нашей стране, нашим жителям и центральному Вьетнаму.
Seni bir daha rahatsız etmeyeceğine dair bana güvenebilirsin. Уверен, он больше никогда тебя не потревожит.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Lütfen, tek kelime bile etmeyeceğine söz ver. Пожалуйста, обещай, что никому не скажешь.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Önceki uzmanlık alanını ifşa etmeyeceğine dair söz verdim. Что ты не расскажешь о её предыдущей профессии.
Her yıl milyonlarca işçi göçmen Orta Asya'dan Rusya'ya gelmek için memleketini terk ediyor. Каждый год миллионы трудовых мигрантов из Центральной Азии оставляют свою родину и едут в Россию.
Eğer sana gerçek öngörüleri verirsem,.. sahnede tekrar etmeyeceğine söz verir misin? Если я дам тебе реальные прогнозы, обещаешь не говорить их на сцене?
Ölümden sonra vücudu terk ediyor. После смерти она покидает тело.
Tekrar evlenme teklif etmeyeceğine söz verirsen tabi. Если ты обещаешь не просить моей руки.
Ben, şef geçti ediyorum kocam beni terk etti sekreteri için, ve ben ona nafaka ödüyorum. Меня сместили с должности шефа, муж меня оставил ради секретарши, и я плачу ему алименты.
Senin bana yaptığından çok daha azını yaptıkları için insanları terk ettim. Я бросала людей и за меньшие проступки, чем вы совершили.
Dedim ki, "Beni terk etmiyor." Я подумал - "так он не уходит"
Siz de binayı terk etmelisiniz. Вы тоже должны покинуть здание.
Bayanlar ve baylar sizi bilgilendirmekten mutluluk duyuyorum ki az önce Sovyet hava sahasını terk etmiş bulunmaktayız. Дамы и господа, я рад сообщить вам, что мы покинули воздушное пространство Советского Союза.
Eğer oyuna katılmak istemeyen varsa, şu an odayı terk etmek için son şansınız. Если кто-то из вас не желает играть, сейчас у вас есть возможность уйти.
Ama Ernie beni terk edecekti. Но Эрни собирался меня бросить.
Tanrı'ya şükürler olsun ki bizi terk ettin. Но, слава богу, ты ушел.
Claire'i götürüyorum, şehri terk edeceğiz. Я забираю Клэр. Мы покидаем город.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.