Sentence examples of "свободу" in Russian

<>
Я вспоминаю время, когда я была активисткой, борющейся за свободу и демократию, выходящей на протесты и бегущей в укрытие, пишущей. Aktivist olarak özgürlük ve demokrasi için mücadele ettiğim, eylemlere gittiğim ve saklanmaya koştuğum zamanlar, yazdığım zamanları aklıma geliyor.
Организация ARTICULO, защищающая свободу слова,, активизировала кампанию RompeElMiedo, для того чтобы следить за освещением журналистами и членами правозащитных организаций событий дня выборов в Мексике в воскресенье июня. Meksika'da geçen pazar günü yapılan seçimler boyunca, ARTICLE adındaki özgür ifade topluluğu RompeElMiedo (KorkuyuKır) etiketi ile insan hakları aktivistleri ve habercilerin güvenliğini gözlediler.
В итоге они теряют свободу передвижения, шанс на образование и, в большинстве случаев, право на работу вне дома. Böylece hareket etme özgürlükleri, okuma şansları ve ev dışında işte çalışma olanakları yok edilmekte.
Суд идёт над будущим не только Атнафа, но каждого обладающего стремлениями молодого мужчины / женщины, которые осмеливаются привести репрессивное правительство к ответу за свободу слова. Mahkemede sadece Atnaf'ın geleceği değil, aynı zamanda baskıcı hükümetin ifade özgürlüğü suçlamalarına karşı yer alacak olan her gencin geleceği yargılanmakta.
Учитывая это, несколько групп недавно собрались вместе, чтобы составить Декларацию за свободу в Интернете. Bu birlik ABD'de SOPA ve PIPA'ya karşı savaşımdan ACTA anlaşmasının engellenmesine Internet özgürlükleri konusunda dönemin ruhunu yakaladı.
Чанг забрал ее жизнь, ее свободу, ее честь. Chang, onun hayatını, özgürlüğünü, haysiyetini elinden aldı.
Я чувствую такую свободу. Kendimi gerçekten özgür hissediyorum.
Чтобы купить свободу, которую ты получил бесплатно. Senin bedavadan sahip olduğun özgürlüğünü satın almak için.
Выбор и свободу выбирать. Seçim, hür seçim.
Им пришлось бороться за свою свободу. Özgürlüklerini teminat altına almak için savaştılar.
Тони Старк изменил лицо военной промышленности, отстаивая свободу и защищая интересы Америки по всему земному шару. Bugün, Tony Stark özgürlüğü sağlayıp, Amerika ve çıkarlarını tüm dünyada koruyarak silah endüstrisinin çehresini değiştirdi.
Свободу жить с достоинством. Onurlu yaşama özgürlüğü için.
Ладно, давайте дадим ей свободу. Pekâlâ, onu biraz rahat bırakın.
Свободу воли, братишка. Özgür irade, kardeşim.
Он согласился дать тебе свободу. Sana özgürlüğünü vermeyi kabul etti.
Это означает свободу, а не давление. Bu da özgürlük demek. Bu baskı değil.
Чарли, мы ненавидим свободу. Charlie, özgürlükten nefret ediyoruz.
Ты отдал жизнь и свободу за Рассела. Russell için özgürlüğünü ve hayatını feda ettin.
Довольно маленькая цена за свободу. Özgürlük için ödenebilecek bir bedel.
Я дал тебе свободу! Ben sana özgürlük verdim.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.