Sentence examples of "ускоритель частиц" in Russian

<>
Фактически, она построила ускоритель частиц в кусочке сжатого пространства. Özünde, parçacık hızlandırıcıını sıkıştırılmış bir cep boşluğuna inşa etmiş.
Когда взорвался ускоритель частиц в моём мире, я стал спидстером. Dünyamdaki partikül hızlandırıcı patladığı zaman bir "speedster" a dönüştüm.
Когда-то, приблизительно один ускоритель частиц назад, ты согласилась выйти за меня замуж. Eminim. Bir zamanlar, Parçacık Hızlandırıcı'nın olduğu zamanlar ya da benimle evlenmeyi kabul etmiştin.
Ты думаешь, что Гаррисон Уэллс хотел, чтобы ускоритель взорвался? Ne yani, Harrison Wells Parçacık Hızlandırıcının patlamasını bilerek mi istedi?
Детектор частиц мюона даст нам знать, если обнаружит в радиусе метров какое-либо оружие. Tamam, Müon Parçacık Dedektörü o silahlar bize metre yaklaştığında bunu algılayacak Emin misin?
Что ускоритель сделал с тобой? Ne yapmış parçacık hızlandırıcı sana?
Скорее всего, эта камера - что-то типа ускорителя частиц. En iyi tahminim bu haznenin bir tür parçacık jeneratörü olabileceği.
Производитель использовал для аппарата процессор Qualcomm Snapdragon s2 (MSM8255) с частотой 1 ГГц, графический ускоритель Adreno 205, оперативную память на 512 мегабайт и внутреннюю память объёмом 8 гигабайт, из которых пользователю доступно 6 Гб.. Model, 1 GHz frekanslı bir Qualcomm Snapdragon s2 (MSM8255) işlemcisi, bir Adreno 205 grafik hızlandırıcısı, 512 megabayt bir bellek ve 8 gigabaytlık dahili belleke sahiptir; bunlardan 6 GB-ı kullanıcıya sunuldu.
Ее специализация - экспериментальная физика частиц. Ayrıca deneysel parçacık fiziği konusunda uzmandır.
Затем ионы пролетают 150-метровый линейный ускоритель (линак), ускоряющий частицы с помощью переменного электрического поля до энергии 400 МэВ. Bu hızlandırıcı titreşen elektriksel alanı iyonları 400 MeV değerinde hızlandırıyor.
Поскольку, Большинство частиц, из которых сделана Вселенная, мы всё ещё не понимаем. Bilindiği kadarı ile, evreni meydana getiren şeylerin çoğunu, hala hiç bir şekilde anlamıyoruz.
Физики нашли много частиц за эти годы. Fizik yıllar boyunca pek çok parçacık buldu.
В результате взаимодействия частиц Какое именно количество энергии выделилось? Parçacık çarpışmasının sonucunda ne kadar çarpışma enerjisi açığa çıktı?
Путем воссоздания частиц взрывом ускорителя. Parçacık hızlandırıcısı patlamasını tekrar oluşturarak.
месяцев назад у нас был плановый запуск ускорителя частиц. ay önce, parçacık hızlandırıcı aynen planlandığı gibi çalıştı.
Что-то вроде органической примеси частиц. Bir çeşit organik parçacık kalıntısı.
Оба варианта включают видение частиц. İkisinde de parçacık görüşü olacak.
этот поток ионизированных частиц способен сорвать с планет их атмосферы. Bu atom parçacık dalgası bir gezegenin atmosferini soyacak güc sahiptir.
Два источника - два потока частиц. Çift namlusundan partikül hızlandırıcı ışın ateşleyebiliyor.
Первые детекторы частиц тоже снимали фотографии похожих опытов. Önceki parçacık detektörleri buna benzer olayların resmini çekmişlerdi.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.