Sentence examples of "Çılgınca gelebilir" in Turkish

<>
Kulağa çılgınca gelebilir ama ben bir deniz biyologuyum. Bu şeyi inceliyorduk. Звучит безумно, но я океанолог, и в этом разбираюсь.
Kız kaçırmaya karşı daha büyük cezalar uygulamak, Kırgızistan'daki bütün erkeklerin hapse atılması anlamına gelebilir. Ужесточение наказания за кражу невесты может привести к тому, что мы пересажаем всех мужчин в Кыргызстане.
Aman tanrım! Neden böyle çılgınca davrandı anladım. Ясно, почему он вёл себя как безумный.
Ama çocuğumun doğum günü partisine gelebilir misiniz acaba? А можно вас попросить на день рождение прийти?
Tanrım, bu çılgınca. Господи, это безумие.
Olduğum yere gelebilir misin? Можешь приехать за мной?
Bence şirret anne, üzgün çocuk, ve kayıp resim çılgınca bir şeyler birleşince ortaya ceset çıkıyor. К тому что стервозная мамочка плюс расстроенный ребёнок, плюс планшет с безумным рисунком равняется жуткому трупу.
Sence, bu akşam bana gelebilir mi? Думаете она может прийти ко мне ночью?
Bu çılgınca gelmiyor mu? И это не безумие?
Tatlım, gelebilir miyiz? Дорогая, можно войти?
Tüm bu çılgınca fikirler ondan çıkıyor. Это у неё всякие безумные идеи...
Bir iki saat sonra gelebilir misin? Можешь зайти через час, тридцать?
Etrafta bu kadar çok gazetecinin olması çılgınca değil mi? С ума сойти, сколько репортеров снаружи, да?
O zaman anne, okulumuzun önüne gelebilir misin? Мам, а ты сможешь прийти в школу?
Eğlenceli, birazcık çılgınca, yalnız. Забавно, немного безумно, одиноко.
Tamire gelebilir misin? - Hai. Вы не могли придти починить его?
Bunu senin aptal, çılgınca Podcastinin yapmış olabileceğini düşündün mü hiç? Ты когда-нибудь задумывался что во всем виновата твоя глупая безумная трансляция?
Yine, kulağa cinsiyet ayrımcılığı gibi gelebilir ama çoğu kadın, özellikle benim müşterilerim, modayı yakından izler. Опять-таки, это может прозвучать как половая дискриминация. Многие женщины, особенно мои клиентки, очень увлечены модой.
Şu an biraz çılgınca ağrın olmalı, ha? Тебе сейчас должно быть невероятно, безумно больно?
Dışarıda başına her an bir şeyler gelebilir. Он может там пораниться сам по себе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.