Sentence examples of "çıkış yapan" in Turkish

<>
Ve söylentilere göre albümün çok satmasa bile en iyi çıkış yapan kadın sanatçı olabilirmişsin. Говорят, это самый успешный дебют женщины-исполнителя, даже в условиях падения продаж альбомов.
Fulton Çıkış Yapan yazarlar ödülünü kazandım. Я просто победил в писательском конкурсе.
Unicorn (유니콘) Show Brothers Entertainment şirketinden çıkış yapan beş üyeli kız grubu. ???) - поп-группа из четырех человек, созданная певцом R & B-Ким Джо Ханом на Show Brothers Entertainment.
Albüm ve çıkış parçası 2005 Grammy Ödüllerine aday gösterildi, Joss Stone ise, "En iyi çıkış yapan sanatçı" olarak aday gösterildi. Каждый из двух альбомов получил номинацию Грэмми 2005 года, в то время как сама певица вошла в список номинантов на награду "" Лучший новый артист "".
Bunu yapan her kimse eğitimli olduğu belli. Тот кто сделал это, был обучен.
Evet, ama ayrıca yüzünü tedavi ettirdim ve sana bir çıkış imkânı sundum. Да, а еще я подлатал тебе лицо, и дал возможность выбраться.
Leeds'de terzilik yapan bekar bir annenin oğlu olarak dünyaya gelmişsin. Родился в Лидсе, в семье матери-одиночки которая была швеей.
Bu tek çıkış yolu! Это единственный путь наружу.
Eskiden gezi programı yapan, adamı mı kastettin, ölmüştü o. Ты сейчас говоришь о мертвеце, который вёл программу о путешествиях?
Hayır, dostum, adamlar gece yarısı çıkış yaptılar. Нет, не выйдет, ребята выехали посреди ночи.
Yakılarak defnedilmesine rağmen dönüş yapan bir rakibin var. Против тебя парень, который пережил собственную кремацию.
Size çıkış planımızı anlatacağım. Я объясню стратегию отхода.
Kendisi için iyi bir şey yapan başkaları için de yapmış olur. Тот, кто приносит пользу себе, приносит добро и другим.
Yapmamız gereken şey buradan bir çıkış yolu bulmak. Что нам нужно - так это выбраться отсюда.
Zamana çok fazla yatırım yapan bir polis için bir kısaltma. Boş davalar için enerji. Это акроним полицейского, который тратит слишком много времени и сил на дохлые дела.
Bir çıkış aramıyoruz ki. Мы не ищем выход.
Onları organik yapan da bu. Вот что делает еду органической.
Orası tek çıkış yolumuz. Это единственный путь отсюда.
Bir yıldızı yıldız yapan da işte bu özelliktir. И это то, что делает звезду звездой.
En yakındaki acil çıkış kapısını bulun ve bir kumaşı ıslatıp burnunuzu ve ağzınızı kapatın. Найдите ближайший аварийный выход, намочите кусок ткани и закройте им нос и рот.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.