Sentence examples of "çok benziyorsun" in Turkish

<>
Clarissa, annene çok benziyorsun. Кларисса, прямо как мама.
Vay canına, Julia, Eric Roberts'a ne kadar çok benziyorsun. Джулия, просто удивительно, как ты похожа на Эрика Робертса.
Sen Huck Finn'e daha çok benziyorsun. А ты похожа на Гека Финна.
Her geçen dakika Myka'ya daha da çok benziyorsun. С каждой минутой всё больше похожа на Майку.
Sen de benim babama çok benziyorsun. Ты слишком похожа на моего отца.
Eski bir arkadaşıma o kadar çok benziyorsun ki. Просто Вы очень похожи на одну мою знакомую.
Ed Harris *'e çok benziyorsun. Ты похож на Эда Харриса.
Çok hoş bir bayana benziyorsun. Ты похоже очень милая леди.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Tıpkı bir meleğe benziyorsun. Ты похожа на ангела.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Ama sen şaşırmışa benziyorsun. Похоже, вы удивлены.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
İyi bir çocuğa benziyorsun. Ты выглядишь хорошим ребёнком.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Tam anlamıyla bir kıza benziyorsun. Ты так похож на девчонку!
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Gerzek bir kovboya benziyorsun. Ты выглядишь как ковбой.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Genç bir çocuğa benziyorsun. Вы похожи на мальчишку.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.