Sentence examples of "Ben gelene" in Turkish

<>
Ben gelene kadar onları oyala. Задержи их до моего прибытия.
Ben gelene kadar gözaltinda tut. Задержите её до моего прибытия.
Ben gelene kadar kötü değildi yani. Только когда я появилась, а?
Ben gelene dek hiçbir şey yapma. Ничего не предпринимай до моего приезда.
Ben gelene kadar Bölüm'ü oyala. Задержи подразделение до моего приезда.
Kazma işinin yarısının ben bu gece eve gelene kadar bitmesini istiyorum. К вечеру, когда я вернусь с работы, выкопаешь половину.
Ben bunun bir gelenek oldugunu anliyorum - hala uygulanan, çok eski bir gelenek. Я понимаю, что есть такая традиция, очень такая старая традиция, ее применяют.
Batıdaki bütün dostlar, silahlanıp buraya gelene kadar, gitsen iyi olur. Надо побыстрее смыться, пока сюда не съехались отбросы со всего запада.
"Bana bir oyuncak alın, böylece ben de sizinle uğraşmayı bırakayım?" "Так вы купите мне игрушку, чтобы я перестал страдать фигней?
Dr. Wilbur gelene kadar beni burada tutmaya çalışıyorsun. Ты пытаешься задержать меня до прихода доктора Вилбур.
Düşünmesi zor ve bunaltıcı bir şey ve ben, belki de diğerleri gibi, kendi hayatıma devam edebilmek için kendimi bu gerçeklikten uzaklaştırıyorum. У меня не было ни малейшей идеи, какова будет реакция на эти работы - это был слишком острый для меня вопрос.
Polis gelene kadar gözaltında tutuluyormuş. Его задержали до приезда полиции.
Harekete geçmek için bir dürtü oluştu, ben de kaybolan diğer hayatları çizmeye başladım. Это укрепило импульс действовать, поэтому я продолжила рисовать портреты людей, которых уже нет.
sigorta yoluyla gelene kadar bar kapandı. Пока нет страховки, бар закрыт.
Çeviri: "Ben bir prenses olmak istemiyorum. "Я не хочу быть принцессой.
Biz tekrar bir araya gelene kadar asla durmayacağım. Не успокоюсь, пока мы вновь не воссоединимся.
Kocam ve ben haber kanalı sahibiyiz. Мой муж и я являемся владельцами новостного канала.
Kendi başına gelene kadar böyle şeylerin olacağına inanmazsın. Таких событий не ждешь пока они не произойдут.
Ben de sıkılmak üzereydim zaten. Я все равно хотел бросить.
O buraya gelene kadar bütün deliller yok olabilir. Пока он сюда доберется, все улики исчезнут.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.