Sentence examples of "Dinleyin" in Turkish

<>
Dinleyin, sadece ne kadar üzgün olduğumu söylemek için geldim. Слушайте, я просто зашёл сказать, что мне жаль.
Dinleyin, hanımefendi, denizden dönmüş olan herkes biraz farklılaşır. Послушайте, леди, все возвращаются из моря немного другими.
Koç Sylvester, lütfen beni bir dinleyin. Тренер Сильвестр, пожалуйста, выслушайте меня.
Ama dinleyin, bu haşin bir kitle tamam mı? Но, послушай, это грубая толпа, поняла?
Dinleyin kimse boş bir restoranda yemek yemek istemez, değil mi? Ребята.. Никто не хочет есть в пустом ресторане, да?
Dinleyin beni, başka bir kızım daha var. Слушай, у меня есть еще одна дочь.
Dinleyin beni şimdi, o Mesih filan değil! А теперь слушайте меня. Он - не Мессия!
Yok, dinleyin, bunu yapmak zorunda değilsiniz! Нет, послушайте, не нужно этого делать!
Bir de waffle. Dinleyin, çok büyük ve epey önemli bir dava geldi bugün önüme yardımınıza ihtiyacım var. Слушайте, у меня на столе оказалось громкое важное дело по наркотиками, и мне нужна ваша помощь.
Dinleyin, Binbaşı Walsh. Bu sosyolojik bir olay. Послушайте меня, майор Уолш это событие социологическое.
Dinleyin, arkadaşlar, bugün için yaşamaya devam mı edeceğiz yoksa yarın neler yapabileceğimize mi bakacağız karar vermelisiniz. Слушайте, пришло время решать, или мы продолжаем жить одним днём, или строим планы на будущее.
Fısıldamayı kesin de beni dinleyin, lanet olsun! Прекратите шептать и послушайте меня, черт возьми!
Sakin, Herkes sakin olsun, lütfen şimdi beni dikkatlice dinleyin. Тихо, тихо, пожалуйста, замолчите все и слушайте внимательно.
Ve beni dinleyin! Bu sizin tercihiniz değil. И послушайте меня, это не ваш выбор.
Onu dinleyin eğer o duvarı aşacaksak, hazırlıklı olmalıyız. - Ne öneriyorsun? Слушайте, если мы собираемся перебраться через стену, то нам нужно подготовиться.
Dinleyin, Bay Grey kayınbiraderime sarhoş gibi görünmesi için bir şey içirdi. Послушайте, мистер Грей опоил моего зятя, чтобы тот казался пьяным.
Dinleyin, Bayan Griffith, ben.. Benim gerçekten bunlara ihtiyacım yok. Слушайте, миссис Гриффит, правда это ни к чему Знаешь что?
Dinleyin, bunu yapmak zorunda kaldığım için çok çok özür dilerim ama gerçekten acelem var. Послушайте, мне так жаль, что приходится так поступать, но я очень тороплюсь.
Dinleyin, bu sınıfta müziği ben seçerim, tamam mı? Это классика. Слушайте, в этом классе я выбираю музыку.
Dinleyin kızlar o kadar geç saate kadar durmasının sebebi Amy ile ilgilenmesi. Слушайте, Вчера он лёг поздно потому, что заботился об Эми.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.