Sentence examples of "En" in Turkish with translation "самого"

<>
Dünyanın en büyük kumarhanesine yakışır bir gösteri haksız mıyım? это достойное представление для самого большого казино в мире.
En güçlü büyücülerin güçlerini onlardan söküp almaya yarayan bir şapka. Шляпа, которая может лишить магии даже самого могущественного волшебника.
Şimdi, sana mümkün olan en iyi avukatı ayarlayıp ihtiyacın olan yardımı almanı sağlayacağız. И мы сделаем все возможное, чтобы обеспечить необходимую вам помощь самого лучшего адвоката.
Bulabildiğimiz en iyi savunma avukatını Sharon'a ayarlıyoruz. Мы найдем Шерон самого лучшего адвоката защиты.
Ne kadar çok sevdiğini, onun için en iyisini istediğini. Как ты его любил, хотел для него самого лучшего.
Dünyadaki en zengin adamla birlikte yaşamak mı? Жить у самого богатого человека в мире?
Çünkü dünyanın en yardıma muhtaç çocuğunu evlat edindin. Ты сейчас усыновила самого беспомощного ребёнка в мире.
Az önce Grant'i ülkenin en aranilan çocugu haline getirdiler. Они превратили Гранта в самого знаменитого ребенка в стране.
Bernie için şerefe, dünyadaki en kötü borsa broker'ına. Выпьем за Берни - самого худшего брокера в мире.
Dünyanın en harika çocuğunu yetiştirme fırsatını kaçırdı. Он потерял самого замечательного ребенка на Земле.
Tarihteki en kısa süreli yönetici ortağın sekreteri olduğun için teşekkür ederim. Спасибо, что была секретарём самого недолговечного управляющего партнёра в истории.
Ben Olivia Newton-John, gelmiş geçmiş en başarılı müzikal film olan Grease'in yıldızı. Это Оливия Ньютон-Джон, звезда "Бриолина" самого успешного кино-мюзикла всех времен.
Bizi gezegenin en tehlikeli suçlusuyla bir otobana gönderiyorsun ve tüfeği doldurmuyorsun! Мы перевозим самого опасного преступника на планете а винтовка не заряжена!
O yaşta, anne ve babasının Japonya'nın en acımasız yakuza patronu Patron Matsumoto tarafından öldürülmesine tanık oldu. Тогда ей пришлось стать свидетельницей гибели её родителей от руки самого жестокого босса Якудзы: босса Матсумото.
New York'ta, Eylül'den bu yana yaşanan en yıkıcı olayın olduğu yerdeyiz. Я нахожусь на месте самого разрушительного случая в Нью-Йорке со времён сентября.
Murray'nin aradığı en zayıf kişiyse bu Charlie olamaz. - Neden olamaz? Если Мюррей искал самого слабого, это не мог бы быть Чарли.
Nasıl herkesten hızlı hareket edip daha uzun savaşabilirsin ruhun en güçlü dürtüsü olmadan? Как можно двигаться быстрее возможного сражаться дольше возможного без самого мощного душевного импульса?
Sadece üç ay içinde Roldán dünyanın en çok aranan İspanyol kaçağı oldu. И всего за три месяца Рольдан превратился в самого разыскиваемого испанского беглеца.
Vadi'nin en büyük balinası şirket açılmadan iki hafta önce sizinle çalışmaya başlıyor. поймать самого жирного кита Долины за две недели до открытия вашей фирмы.
Bilmiyoruz. Ama ortadan kaybolmadan önce yaşayan en hızlı adamı bulmakla ilgili bir şeyler söyledi. Но прежде чем исчезнуть, он сказал что-то про самого быстрого человека на Земле.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.