Sentence examples of "En" in Turkish with translation "самую"

<>
Bir sonraki en yüksek yere çıkmalıyız ki helikopterdeki babama işaret gönderebilelim. Надо попасть на самую высокую точку, чтобы передать сигнал папе.
Ben dünyadaki en güçlü ofis için aday oluyorum. Я баллотируюсь в самую могущественную администрацию в мире.
Dünyanın en lezzetli yemeğini yemek ister misin? Хочешь отведать самую вкусную еду в мире?
Ancak cesetten elde ettiğimiz en ilginç ipucu kafatasının arkasındaki küçük çatlak. Но именно это маленькое повреждение на затылке дало самую интересную подсказку.
Onlar gölgelerin içinde kalmaktan ve etin en iyisinden hoşlanırlar. Они остаются в тени и любят самую лучшую плоть.
Sana en iyi kısmını göstermek istiyorum. Хочу показать тебе самую лучшую часть.
Küçük ve yoğun bir galaksi, daha büyük bir başkasına çarpıyor düzensiz galaksilerin en güzellerinden birisini ortaya çıkarabilir: Когда плотная компактная галактика перпендикулярно врезается в большую, это может создать самую восхитительную из редких неправильных галактик:
Öyleyse "en çılgın anne" yarışmasını benim kazandığımı söylemek uygun olur. Уверен, я бы выиграл в любом конкурсе на самую безумную мать.
Müvekkilimiz için en önemli olan bir şeyi Louis'in öğrenmesini sağladın. Ты позволил Луису узнать самую важную для нашего клиента вещь.
Tanrı yüzünüze güldü çünkü bugün sizlere sunduğum şey dünyanın en nadir ve en değerli şeyi. Ваш создатель благоволит вам. Потому что сегодня я покажу вам самую редкую и весомую валюту.
Eğer bizi ilk arayıp Noel Baba'nın geyiklerinin isimlerini sayarsanız Johnny-7 OMA'den beri en çok ilgi gören oyuncağı kazanacaksınız. Первый дозвонившийся и назвавший имена оленей Санты, получит самую востребованную игрушку со времен ружья "Джонни".
Dünkü güneş patlaması şimdiye kadar olan en büyük dalgalanmaların çıkmasına neden olmuş. Вчерашний взрыв произвел самую большую вспышку на солнце, которую когда-либо регистрировали.
En zayıf noktayı bul, biraz kaba güç... Найди самую слабую точку, немного грубой силы...
Teker teker, aralarındaki en zayıf fareyi köşeye sıkıştırıp onu canlı canlı yemişler. Одна за одной, они окружали самую слабую мышку и съедали её живьем.
Hazır polisin elinde hiç süpheli yokken, o, en akla yatkın adayı işaret etmeye karar verdi. Поскольку он знал, что у полиции нет подозреваемых он решил натравить их на самую подходящую кандидатуру.
Han Hanedanı'nın ikinci imparatoru en sevmediği karısını bunun içine kapatmış. Tamı tamına yıl boyunca. Второй император династии Хань заточил самую нелюбимую жену в эту урну ровно на лет.
Etkinliğe ait tüm biletler 30 dakika içinde satıldı ve 1993 yılından beri Amerika'da WWE veya World Championship Wrestling ile bağlantısı olmayan organizatörler tarafından düzenlenerek en büyük izleyici kitlesine ulaşan ilk profesyonel güreş gösterisi oldu. Билеты были распроданы за 30 минут, шоу собрало самую большую с 1993 года аудиторию среди реслинг-шоу в Америке, организованных не WWE или World Championship Wrestling.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.