Sentence examples of "Hatanı telafi etmek" in Turkish

<>
Bunu telafi etmek için yapabileceğim bir şey yok mu? Есть что-то, что я могу для вас сделать?
Hayatımın en utanç verici hareketiydi ve telafi etmek için tek şansım bu. Это самое постыдное в моей жизни и это мой шанс все исправить.
İşin bitince beni ararsın, biz de kayıp zamanı telafi etmek için film falan izleriz? Позвони, когда закончишь с работой. Может сходим в кино, чтобы компенсировать потерянное время?
Yeni bir başlangıç arıyorum bir şekilde yaptığım tüm zararı telafi etmek için. Я ищу способ начать с нуля, возместить весь нанесенный мною ущерб.
Yani telafi etmek için bana en büyük ve içten sevgini mi verdin? Ты дал мне свою высокую и сильную любовь, чтобы компенсировать прошлое?
Telafi etmek için bütün yaz çalışmam gerekecek. Но за это придется работать все лето.
Bütün bu saçmalıkları telafi etmek için? Не смотря на всю эту фигню?
Hatasını telafi etmek istemişti. Он хотел все исправить.
Ben de bunu senin için biraz olsun telafi etmek isterim. Так что я просто хотела немного загладить её перед тобой.
Bir şekilde telafi etmek istiyorum. Я бы хотел загладить вину.
Eğer yapabilirsem, bunu telafi etmek için elimden geleni yapmak istiyorum. Я бы хотел попытаться и найти способ, чтобы искупить это.
Ama şimdi bunu telafi etmek için sonsuza kadar zamanın var ama bunu bir kenara mı atacaksın? Но теперь у тебя есть вечность, чтобы исправить это и ты просто забьешь на это?
Telafi etmek için gelirken içki de alırım. Я куплю тебе выпить на обратном пути.
Telafi etmek için yapabileceğim bir şey olduğunu umuyordum. Я бы очень хотел хоть как-то загладить случившееся.
Yaptıklarımı telafi etmek istedim. Я хотела загладить вину.
Kaybettiği zamanı telafi etmek isteyecek. Она захочет наверстать потерянное время.
Zararlarını telafi etmek için, küçük bir yardım müzayedesi planlıyorum. Чтобы возместить потери, я собираюсь устроить небольшой благотворительный аукцион.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Bir şeyi mi telafi ediyor? Думаешь, он кое-что компенсирует?
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.