Sentence examples of "Nefes aldığını" in Turkish

<>
Bu çizim hâlâ nefes aldığını söylüyor. Öyle değil mi? Но этот рисунок скажет, дышишь ли ты ещё.
Sadece nefes aldığını duyuyordu. Но отчётливо слышал дыхание.
Nefes aldığını duyuyor musun? Ты слышишь мамино дыхание?
Nefes aldığını görebiliyor musun? Видишь, она дышит?
Nasıl nefes aldığını görüyor musun, Ingrid? Заметили, как вы дышите, Ингрид?
Soruşturma kapsamında bir polis memuruna göre, mağdur kelepçeli bulundu, nefes alıyor fakat konuşamıyordu. По словам полицейского, участвовавшего в расследовании, жертва была пристегнута наручниками, она дышала, но не могла говорить.
Aralık, bugün bir basın toplantısında Eyalet başkanı Alckmin "planla ilgili olarak öğrencilerden ve ailelerinden mesaj aldığını" söyledi ve şu şekilde ekledi: На пресс - конференции четвёртого декабря, губернатор Алкмин заявил, что он "понял, какую информацию, касательно новом плана, пытались до него донести ученики и их семьи", добавив:
Bazı İngilizler suyun altında kulaklarıyla nefes alabilir. Некоторые англичане могут дышать в воде ушами.
Bağımsız haber kaynağı Animal Político, cinayet öncesi Adame'ın birçok kez haberciliği bırakması üzerine tehdit aldığını yazdı. Независимое агентство новостей Animal Politico сообщает о том, что перед смертью Адаме несколько раз получал в свой адрес угрозы с требованиями прекратить журналистскую деятельность.
Gözleriniz kapalı, yavaşça nefes alın ve rahatlayın. Держите глаза закрытыми, дышите медленно и расслабляйтесь.
Çete darbesi gibi duruyor, ama biz hâlâ kitabı kimin aldığını bulabilmeyi umuyoruz. Похоже работа банды, но мы все еще надеемся выяснить кто взял книгу.
Garip nefes almalar filan. Странно дышала, короче.
Brandy Jo Hawkins, NZT'yi bir metamfetamin satıcısından aldığını söyledi. Брэнди Джо Хокинс сказала, что получила НЗТ от наркоторговца.
Han'ımız hala nefes alıyor. Наш Хан ещё дышит.
Ama onlar Logan'ın tüm parayı aldığını iddia ediyorlar. Но они утверждают, что Логан забирает деньги.
Nefes almasına yardım edin. Lütfen! Пусть он дышит, пожалуйста!
Başka birinin içeri zorla girip fasulyeleri aldığını mı düşünüyorsunuz? Думаешь, сюда приходил кто-то другой и забрал бобы?
Canım, onayladığını söyle de rahat nefes alsın. -İşini etkilemesini istemem. Дорогая, скажи ему, что даешь добро и он сможет дышать.
Ashraf kardeşler, onları kameraya aldığını biliyorlar mıydı? Сестры Ашраф знали, что вы их снимаете?
Şimdi bir araya gelip hep beraber derin bir nefes alalım. Теперь мы можем наконец все вместе взять и спокойно выдохнуть.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.