Sentence examples of "Para vermek" in Turkish

<>
Paula Ana gibi giydirmeye para vermek ve neredeyse hiçbir şeyin olmaması mı eskimek oluyor? Получать деньги за то, что одеваешься, как Матушка Пола и почти ничего...
Birisine yemeğini pişirsin çamaşırını bulaşığını yıkasın diye para vermek, bu mu oğulluk? За деньги готовить еду стирать, мыть посуду, ты называешь это семьей?
Dinle, bana martaval okuması için bir terapiste para vermek zorunda değilim. Послушайте. Мне не нужен терапевт, который говорил бы мне полную чепуху!
Bundan sonra içkiye para vermek zorunda kalmam. Мне больше не придется самому покупать выпивку.
Yemek yemek ve içki içmek istiyorsan para vermek zorundasın. Тебе нужны деньги. Если ты хочешь есть и пить.
Her konuşmanın sonunda para vermek zorunda değilsin anne. Ты не должна давать деньги после каждого разговора.
Sana borç para vermek isterdim, ama... Я хочу одолжить тебе денег, но...
Zengin çocuk para vermek istemiyor. Богатый мальчик не хочет расплачиваться.
Bazen polis tarafından durduruluyor, tutuklanmamak için onlara rüşvet vermek zorunda kalıyor. Он часто сталкивается с полицией, которой ему приходится давать взятки, чтобы избежать ареста.
Cibuti'de yabancı askeri mevcudiyeti, Omar Guelleh'in hükümetinin önemli bir gelir kaynağı olmakla birlikte (yaklaşık yıllık milyon dolar), bu para ülkenin insanlarına nadiren ulaşmakta. Хотя иностранное военное присутствие приносит правительству Омара Гелле существенный доход (около миллионов долларов ежегодно), деньги редко доходят до простых людей.
Bana o şarkıları vermek, planının bir parçasıydı değil mi? Решил дать мне песню, чтобы потом обвинить в плагиате?
Bunu para için yapmadığınızı mı söylüyorsunuz? Вы делаете это не ради денег?
Böyle bir yabancı için çalışma izni vermek alışıldık değil. Непривычно давать разрешение на работу для иностранца вот так.
Onlara kuruş para verme. Не давай им денег!
Buraya bana durum raporu vermek için gelmedin. Ты пришёл не дать отчёт о состоянии.
Fakat bu oldukça fazla zaman ve para gerektirir. Ayrıca lambanın da gerçekten değişmeyi istemesi gerekir. Но это отнимет много времени, много денег, и лампочка должна сильно этого хотеть.
Açıkçası biraz şüpheli yaklaştı ama Jimmy'e bir şans vermek istedi. Если честно, он сомневался. Но решил дать Джимми шанс.
Kredi kartları, nakit para ve cep telefonu var. У нас есть ее кредитка, деньгах, сотовый.
Sanırım benim için en uygun çözüm çocuklarımı senin ailene vermek. Очевидным решением для меня будет отдать моих детей твоим родителям.
Yumuşak cilt, saçlar ve para. Нежная кожа, волосы и деньги.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.