Sentence examples of "anlaşma yapmış" in Turkish

<>
İçerden biri ile anlaşma yapmış olabilirler. Может быть у них человек внутри.
Evet ama Sid gece yarısı nasıl bir anlaşma yapmış olabilir ki? Да, но что за сделку Сид собирался провернуть в полночь?
Bir fincan kahveyle anahtarını aldım diye anlaşma yapmış olmam ki. Достать ключ из чашки - не значит, подписать контакт.
Wilkes ile gizli bir anlaşma yapmış. Она заключила тайную сделку с Уилксом.
Kızmamın tek sebebi bir anlaşma yapmış olmamız. Я зол только потому что мы договорились.
Suudi hükümeti Hollandalılarla bir anlaşma yapmış. Саудовское правительство договорилось с местными властями.
Bir çeşit anlaşma yapmış anlaşılan. Думаю, заключил какую-то сделку.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Bremer iyi bir teklif yapmış olabilir mi? Думаешь, Бремер сделал ему хорошее предложение?
Nelson Davies'le bir anlaşma yaparız. Evi satışa çıkmış gibi gösteririz. Мы договоримся с Нельсоном Девисом, и дом продаст компания.
Sen Danny'le bu sabah Halawa'dan ayrıldıktan hemen sonra Duclair bu aramayı yapmış. Дуклер сделал это звонок сразу после вашего визита с Дэнни этим утром.
Bu dünyada güçlerim sınırlı işte bu yüzden sana bir anlaşma önermeye geldim. Мои силы здесь ограничены, и поэтому я явился тебе предложить сделку.
Şimdi, Catherine Grant'ın telefon kayıtlarına göre faturasız bir cep telefonuna son üç ayda bir yığın arama yapmış. Согласно записям с телефона Кэтрин Грант, она делала много звонков на одноразовый телефон в последние три месяца.
Tam da Suriye'de eşi benzeri görülmemiş bir çok ilginç anlaşma yapmak üzereydim. Я сейчас в процессе очень интересных переговоров, кое-что уникальное в Сирии.
Karının avukatı da yapmış olabilir. Это мог быть её адвокат.
Anlaşma yok, iyilik yok. Anladın mı? Никаких сделок, никаких одолжений, понятно?
Jacob sana mı yapmış bunu? Джейкоб сделать это для вас?
Boşanırken daha iyi bir anlaşma yapabilmek için çabalıyordu. Она просто пытается получить лучшие условия при разводе.
Başka bir evden arama yapmış. Она сделала еще звонок домой.
Shawn, ne zaman Despereaux ile bir anlaşma yapsak, hep kötü bitiyor. Шон, когда мы имеем дело с Десперо, это всегда заканчивается плохо.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.