Sentence examples of "araya getirdik" in Turkish

<>
Yaşayanın kanını aldık ve yaşayan ölüyü bir araya getirdik. Мы разлили кровь живых и собрали вместе живых мертвецов.
Ekim ayında Oaxaca, Meksika'da düzenlenen benzer bir toplantının başarılı olmasının ardından bu etkinlik aktif olarak ana dillerini canlandıran genç yerli internet kullanıcılarının bir araya gelip birbirlerinden öğrenmeleri için etkileşimli bir alan oluşturdu. Вслед за подобным успешным слётом, прошедшем в октябре года в Оахаке (Мексика), на этой встрече молодым индейским интернет - пользователям, занятым активным возрождением своих родных языков, вновь была предоставлена интерактивная площадка, где они смогли встретиться для обмена опытом и взаимообучения.
Biz kaç çanta getirdik? Сколько пакетов мы принесли?
Etiyopya hükümetine açık mektuplar yazdı ve Etiyopya'daki son protesto gösterileri sırasında destekçilerini Facebook'ta bir araya getirdi. Во время недавних протестов в Эфиопии он писал открытые письма в адрес правительства страны и собирал поддержку через Facebook.
Biraz şarap getirdik, yemekten önce soğutsak iyi olur. Мы принесли вино. Но его лучше охладить перед ужином.
Ekim ayının sonunda Guangzhou'da hafta sonu düzenlenen ilk Çin - Rusya İnternet Medya Forumu'nda Rusya ve Çin'den pek çok resmi görevli ve üst düzey medya figürü bir araya geldi. В последние выходные октября чиновники и заметные деятели медиасферы из России и Китая встретились в Гуанчжоу на первом в истории российско - китайском форуме интернет - СМИ.
Size bir hediye getirdik. Мы принесли вам подарок.
Yakında bir araya geleceğiz. Мы будем вместе скоро.
Pizza ve bir film getirdik. Мы принесли пиццу и кино.
Annenle benim tekrar bir araya gelmemiz için mi dilek tuttun? Ты загадал, чтобы мы с мамой снова были вместе?
Sana bir şey getirdik. Мы тебе кое-что принесли.
Sonunda tüm parçalar bir araya geldi. Наконец-то, все кусочки сложились воедино.
Giyinmen için kıyafet getirdik. Мы принесли тебе одежду.
Bu arada Roz bu standın bizi bir araya getirecek olması muhteşem. Будет так приятно находиться в будке вместе с тобой, Роз.
Sana bir hasta getirdik. Мы привезли тебе пациента.
Bazen bir araya gelip çocukları bir pizza için falan dışarı çıkarabiliriz. Может, как-нибудь встретимся, возьмем детей и съедим по пицце?
Size birkaç ürün getirdik. Мы принесли вам сувениров.
Ne zaman bir araya gelmemizi istese bana kendi gizli yöntemiyle haber verir. Когда он хочет встретиться он использует тайный знак, чтобы сообщить мне.
Dediklerini anlamıyorum. Hastalığı beraberimizde getirdik. Мы принесли с собой болезнь.
Bizi bir araya getirmek istiyordum ama yine her tarafa dağılıyoruz. Я хотела объединить нас, а мы разваливаемся на части.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.