Sentence examples of "başka yöne çekeceğim" in Turkish

<>
Hayır. O adam dikkatleri başka yöne çekmeye çalışıyordu. Нет, это просто способ отвернуть наше внимание.
Çünkü başka yöne gidiyorsun. Двигайся в другом направлении.
Evet, dikkatleri üzerinden başka yöne çekmeye çalışıyor. Да, она пытается отвлечь от себя внимание.
Standart olarak, endişeyi azaltacak ilaçlar verilir ve hastanın dikkatini başka yöne çekecek bilişsel tedavi uygulanır. Обычно такое лечат препаратами для снятия тревожности и когнитивной терапией, отвлекающей пациента от подобных мыслей.
Jarmusch'un bu işi tutarsa eğer dikkatim başka yöne kayar ve Suzanne'i kafamdan atarım. Если вдруг с Джармушем все получится, я отвлекусь и забуду о Сюзанне.
Sarı bant çekip, trafiği başka yöne mi versin? Например что? Натянуть желтую ленту? Регулировать движение?
Zamanı değiştirerek. Birinin yaşamını başka bir yöne çevirerek. Меняет его, заставляет жизни пойти другим путём.
Başka türlü çöpler de okulun içerisinde, her yerde toz, tuvaletler (anlatmayacağım bile), kırık camlar ve kapılar, ancak dört yılda bir ya da özel durumlarda boyanan duvarlar ... эта груда мусора, каждый день лежащая у задней двери, придаёт нашей "уникальной" школе более чем прекрасный вид... Мусор, в других формах, есть и внутри. Повсюду пыль, туалеты... даже не буду их описывать, двери и окна сломаны, стены красят только раз в четыре года или к особым событиям.
Sam, sen şu yöne gideceksin. Сэм, тебе в ту сторону.
hak ettiğim ceza neyse onu çekeceğim. Я заслужил наказание, которое получу.
otorite ve toplum arasında başka türlü bir diyalog mümkün değil. другого способа диалога власти и общества уже нет.
Senin yolun başka bir yöne gidiyor. Твой путь идёт в другом направлении.
Sen getir. Ben zımba telini çekeceğim. Ты достань, я вытащу скобу.
Tayvan'da başka bir strateji ise verimli enerji kullanımı. Еще одна сторона этой стратегии - более эффективное использование энергии.
Tamam, bu yöne gidiyorum ve geç kalacağım. Ладно, мне в эту сторону и опоздаю.
Kendi ellerimle restoranın resimlerini çekeceğim. Я уже представляю твой ресторан.
Kasım tarihindeki hükümet karşıtı protestoların başlamasıyla birlikte Ukraynalıların günlük hayatlarındaki yük üzerine, vintage fotoğraf blogu Ukrayna'sının günlük hayatına ait harika renkli fotoğraf ile ülkenin tarihindeki bir başka zor zamanı hatırlatıyor. Когда антиправительственные протесты, которые начались ноября года, сегодня изменяют жизнь на Украине, блог винтажного фото смотрит на другой тяжёлый период в истории страны - через восхитительных цветных фотографии о повседневной жизни на Украине года.
Peki, hangi yöne gidiyorlardı? В каком направлении они поехали?
Herhangi bir şeyi çekeceğim. Я сниму что угодно.
Daniels ülkenin başka köşelerinde de ilginç basketbol potaları bulmayı umuyor. Дэниелс надеется сделать больше интересных фотографий баскетбольных колец в других частях страны.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.