Sentence examples of "baskı yapmak" in Turkish

<>
Bill, sana baskı yapmak istemiyorum, fakat bir dakikaya yayındayız. Билл, я не хочу давить, но до эфира минута.
Amber'i kullanabilmek için canlı istemiş. - Annesine baskı yapmak için. Эмбер нужна ему живой, чтобы оказывать давление на ее мать.
Nick Fury, Algı Projesi'nin ertelenmesi için bu konseye baskı yapmak üzere senin dostluğunu kullandı. Ник Фьюри использовал вашу дружбу, чтобы заставить этот Совет отложить проект "Озарение".
Başkent ile ilgili, senin için büyük bir karar olduğunu biliyorum sana baskı yapmak istemiyordum. Послушай, насчет Вашингтона. Знаю, тебе многое надо обдумать, и я не давлю.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Bu sadece IDP'lerin hayatlarını Burmese halkına göstermekle kalmayacak aynı zamanda tüm dünyada uluslararası toplulukların ülkeye barış getirmesi için baskı yapmayı denemelerini sağlayacak. Это поможет донести информацию о ВПЛ до широкой общественности, причём не только Мьянмы, но и всего мира, и правительства других стран смогут оказать давление на правительство нашей страны и заставить его установить в регионе настоящий мир.
Hayır. Şirketim tarifi almak için ne gerekiyorsa yapmak istiyor. Моя компания хочет сделать все, чтобы получить рецепт.
Onlara baskı yapmayı kes. Прекратите давить на них.
Bazen satıcılar kendi özel karışımlarını yapmak için kokainle başka uyuşturucuları karıştırır. Иногда дилеры смешивают кокаин с другими наркотиками, делают свою смесь.
Stres, baskı olmamalı, gereksiz yere güç sarfetmeni sağlayacak hiçbir şey olmamalı. Никаких стрессов, никакого давления, ничего, что может вызвать излишнее напряжение.
Nerede yapmak istersem, orada yaparım. Я могу заниматься, где пожелаю.
Evet. Hiç baskı yok. Ага, никакого давления.
Onu buranın idarecisi yapmak için anlaşmışlardı. Они согласились сделать его здешним губернатором.
Yeni bir baskı türü pazarlyan birisi olarak randevu aldım oradan. Я договорился о встрече под прикрытием вложения в новое издание.
İnanılmaz bir yaratıktı ve onunla ilgili bir müzikal yapmak çok parlak bir fikir. Она была потрясающим созданием, и это великолепная идея сделать о ней мюзикл.
Ben, bize o dava paketini daha kısa zamanda getirmek için arşivcilere baskı yap. Бен, попробуй надавить на сотрудников архива, может удастся получить то дело раньше.
Beni astronot mu yapmak istiyorlar? Они хотят меня сделать астронавтом?
Bir uğrayalım ve hâlâ baskı yapmadığımızı bilmeni istedik. Мы хотели чтоб ты знала, никакого давления.
Bir seri test yapmak zorundayız. Мы должны сделать ряд тестов.
Yalnızca pisikolojik baskı için. Это средство психологического давления.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.