Sentence examples of "birinin hayatını" in Turkish

<>
Onca yıl boyunca başka birinin hayatını yaşamak... Все эти годы я жил жизнью кого-то...
Verimli olmayan birinin hayatını hayatını kurtarmaya çalışıyormuş gibi görünüyor. Это кажется неэффективным - спасать жизнь приговорённого к казни.
Başka birinin hayatını yaşıyormuş gibi hissettiğin oldu mu? Ты когда-нибудь чувствовал, будто проживаешь чужую жизнь?
Bunlardan birinin hayatını daha iyi yapıp yapmadığını? Что-нибудь из этого делает вашу жизнь лучше?
Yani Katherine'in başka birinin hayatını ele geçirmesi için sana yardım mı edeceğiz? Так что мы просто должны помочь вам позволить Кэтрин забрать чью-то жизнь?
Bu başka birinin hayatını ellerine almak gibi bir his. Это чувство, когда чья-то жизнь в твоих руках.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır." Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
O kızın hayatını kurtardınız. Вы спасли ей жизнь.
Atnaf gibi genç birinin söndürülen hayâllerinin acı gerçekliği en iyi şekilde bu yazıyla ortaya koyuluyor: Грустная реальность подавленных устремлений кого - то такого молодого, как Атнаф, лучше всего отражена в этом посте:
Sörf yaparken hayatını kurtarmış. Она спасла ей жизнь.
Bir gün birinin üstüne çok gidilecek ve kim bilir o biri neler yapacak. Однажды доведешь человека до крайности, тогда узнаешь, на что он способен.
Shrek, hayatını kurtardı. Шрэк спас тебе жизнь.
Ancak birinin bu kapıları kullanıp terasa çıkması ve oradan da çalışma odasına girmiş olması çok muhtemel. Но кто-то мог пройти через эту дверь, выйти на террасу, и оттуда в кабинет.
Bütün hayatını direklerde ellerinde pense ve klipslerle geçirdi. Всю свою жизнь просидел на столбе с кусачками.
Birinin cesaretini toplayıp bu puştu vurmasının zamanı gelmişti. До чего ж вовремя кто-то сподобился пристрелить ублюдка.
Hayatını mı kurtarmaya çalışıyordun? Пытался спасти ему жизнь?
Birinin mektubu okuyup bana bir cevap vermesi gerek! Кто-то должен прочесть письмо и дать мне ответ!
Evet, hayatını tekrar Rambo 'nunkiyle karıştırıyorsun. Ты опять перепутал свою жизнь с жизнью Рэмбо.
Bu iş yüzünden, birinin günah keçisi seçilmesi gerekebilir. Кто-то должен взять на себя вину за все это.
Amcan hayatını adadı bu olaya. Работа всей жизни твоего дяди.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.